15 Ekim 2008 Çarşamba

kısa kısa


- geçen hafta cebit fuarındaydık. 3 yıl öncesine kadar düzenli şekilde her yıl giderdim. 3 yıl önce davetiye kaynağım kesildi. hafta sonu gereksiz kalabalığı da sevmem. hoş o gereksiz kalabalıklardan biri de ben oluyorum belki ama hafta sonu gelenler kadar gereksiz olmadığımı da söyleyebilirim. bu sene fuarın başladığını talento'nun telefon etmesiyle öğrendim. daha önce eve getirdiğim ıvır-zıvırları dağıtma işi çıkmış. değişiklik olur diye gittik ıvır-zıvır dağıtmaya. o gereksiz şeyleri dağıtmanın da ne kadar zor olduğunu öğrendim. bir süre sonra işin taktiğini öğrendik kendimizce. en çok da poşet için birbirini ezen teyzelere bayıldım. ne poşetmiş arkadaş.

- cebit fuarına fenerbahçe gelir de gitmezmiyiz. gittim gördüm bizim çocukları. ben 24 yaşında fuara gitmeye üşenip o kalabalığı çekemezken, 70 yaşındaki adam teşrif etmiş. akşam haberlerde aragones'in ıslıklandığını söylediler. oradaydım ve öyle bir şeye şahit olmadım.

- fazladan autoshow davetiyesi olan arkadaşlar beni ne çok sevindirir bilemezsiniz. anladınız siz onu.

- ''yeter ulan sizen çektiğim'' diyerek işi bırakmak güzel ama parasızlık çekilecek dert değil. iddaa oynadım bugün. tutarsa devamı gelir. düzenli çalışıcama ve az maç çok para denklemi kuracağıma söz veriyorum.

- ''xxxx'e hangi otobüs gidiyor'' veya ''xxxx'e otobüs gidiyor mu?'' sorusuna yıllardır vermek istediğim ''ben karşının yolcusuyum'' cevabı vardır ki hala verebilmiş değilim. o cevabı vermek için artık umutlarım da kalmadı. o yüzden siz yapın diye buraya yazıyorum. eğer biri size yaparsa bilin ki o ben değilim.

- cnbc-e ve ntv de çıkan e2 reklamlarına uyuz oluyorum (ki çok fazla dönmekte bu reklamlar). ulan e2 yok bizde yok. o reklamlar e2 de dönsün kardeşim.

- bu aralar fazla yazamıyoruz bloga. oysa ki geçen hafta inanılmaz bi istek vardı içimde şunu yazayım bunu yazayım diye. cebit aklımı başımdan aldı. şimdi hiç birini hatırlamıyorum.

Hiç yorum yok: