19 Şubat 2012 Pazar

5'e gitti 10'a geldi


Hırvatistan maçı sonrası Türkiye'ye bile geri dönmeden arkasına teneke bağlayarak yollamıştık Hollanda'ya Hiddink'i. Senelik 10 milyon avro'ya anlaştığı Anzhi ile top başı yapmış Hollandalı teknik adam. Hem de Antalya'da. En ufak sallantıda teknik direktörün kazandığı parayı yazmak, bunun üzerinden bel altı vurmak, yanına şu kadar ekmek alınır diye gazeteye kutu yapmak adetimiz maalesef. Tesadüf bu ya o arkasına teneke bağladığımız adam bizden aldığının 2 katını alarak Türkiye'ye tekrar ayak bastı.

6 Şubat 2012 Pazartesi

İdareten galibiyet


Kötü maçtı. Takımla sadece 2 idmana çıkmış olan Sow'un ilk 11'de başlaması da hataydı. Senegalli ile bir ver-kaça girilmedi mesela. Bienvenu ile başlanabilirdi. Bienvenu deplasmanlarda kötü eyvallah ama Şükrü Saracoğlu'nda büyük koz. Mücadelesi ile defansı yıpratır, arkadaşlarına da koşu yolları açabilirdi.

Aykut Kocaman'ın derbi performansını beğenmedim diyeceğim ama bir bakıma da eli kolu bağlandı. Emre ve Gökhan'la 2 değişiklik hakkı kullanmak zorunda kaldı. maç 1-1'e gelseydi neler olurdu merak ediyorum. Şöyle ki 0-0'ken kontra ataklarda sıkıntı yaşadık. Beceriksiz Beşiktaş hücumcuları etkili olabilselerdi mağlup ayrılabilirdik.

Stoch son haftaların en formda ismi. Zamanla çok daha iyi olacak, o gelişimi gösteriyor lakin papaz her zaman pilav yemez. Hareketleri çokça ezber. Aman dikkat diyorum, bir kaç yıl sonra Hasan Şaş'ı izliyor olmayalım sakın.

Bir sürü eksiği olan Beşiktaş karşısında Fenerbahçe idareten kazandı. Galatasaray derbisi böyle olmaz. Play-off'lar hiç böyle olmaz. Sow'un bir an evvel takımla uyumlu hale gelmesi lazım. Bugün attığı gol de bu süreci hızlandırabilir.

Fenerbahçe 2 - 0 Beşiktaş
14' Yobo
90' Sow

2 Şubat 2012 Perşembe

Alex'siz denemeler


Eve gelip maçı açtığımda dakikalar 15'i gösteriyordu. O dakikaya kadar ne oldu, nasıl gol atıldı hiç bir fikrim yok. İzlediğim süre boyunca Fenerbahçe'nin ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalıştım durdum. Ne var ki hiç birşey de anlamadım.

Aykut Kocaman bazen fanteziye fazla kaçıyor, ezberi bozuyor. Oysa yıllardır giden bir düzen var. Alex'in dinlendirilmesi gerekiyorsa -ister sevin, ister sevmeyin- Özer'in forvet arkasında oynatılması gerek. Stoch'un Bienvenu ile oynamasının pek de mantıklı bir açıklaması yok. Benim aklıma Nihat-Kovaçeviç işbirliği geliyor ama ne Stoch'tan Nihat olur, ne de Bienvenu'den Kovaçeviç.

Bir şeyler denenmez mi? Evet denenebilir ama artık deneme dönemleri geride kaldı. En kısa yoldan 3 puana erişmek düşünülmeli.

Miroslav Stoch, takıma geldiği günden beri en verimli futbolunu oynuyor. Lakin Alex'in yerine Bienvenu ile oynuyor olması onun doğasına da aykırı. Sol tarafta koridoru kullanmaya alışmış olan Slovak oyuncu, daha ortada olunca sağa sola koşturdu durdu. Hele ki ilk yarı boyunca bir an durduğunu görmedim. Zaman zaman toplar da kaptı ama onun yapması gereken pres daha çok hücum hattında rakibin oyun kurmasını engellemek adına olmalı.

60'ta Alex girdi, takım düzelir dedik, tık yok.Çünkü yine bir maceraya girişildi, Caner Erkin sağ açığa çekildi. Sol kanatta bugün pek faydası olmayan Caner'in sağda hiç mi hiç faydası olmadı.

Fenerbahçe koca 90 dakika yeni kurulmuş bir takım kıvamında oynadı. Oyuncular ve hatlar arası iletişim birbirinden çok kopuktu. Koşu yoluna atılan paslar ya geriye ya da çok öne düştü. Böylesine hatları birbirinden kopuk ve oyuncularının birbirlerinden bi haber futbolu 3 puan getirseydi sürpriz olurdu.

Galatasaray'ın evinde 2 puan bıraktığı haftada Fenerbahçe'de mağlup olarak 1 puan daha geriye düştü. Özellikle rakibin durup dururken kaynamaya başladığı şu dönemde sarı-lacivertlilerin ipleri eline alması gerek. Pazar günkü derbide beraberlik kurtarmaz, telafi için kazanmak şart.

Samsunspor: 3 - 1 : Fenerbahçe
Stoch 5'
Gekas 41'
Gekas 70'
Gekas 75'