18 Ocak 2013 Cuma

Belhanda gelmeli


"Galatasaray Sneijder'i alıyor, Fenerbahçe yönetimi ayakta uyuyor!!!" diye kampanya başatılsa imzamı atarım. Hayır, aslında Galatasaray'ın Sneijder'i alıp almaması bir Fenerbahçeli olarak beni pek alakadar etmez (Ama futbolsever olarak memnun olurum). Lakin Fenerbahçe'nin Belhanda'ya ihtiyacı var. Belhanda, 'Ha o, ha bu' diye nitelendirilecek bir futbolcu değil. Sevgili Salih Demirci (nam-ı diğer Noat Samisa), Hayatım Futbol'a harika bir Belhanda analizi yaptı, okumalısınız: http://www.hayatimfutbol.com/2013/01/11/en-iyilerin-mayasina-sahip-younes-belhanda/

Aynı sayıya ben de Belhanda'yı Fenerbahçe için değerlendirdim. Her ne kadar Abdullah Kiğılı 'çok para' dese de Belhanda bu paraya değer. Lafı da fazla uzatmadan neden Belhanda'yı almamız için önce Salih'in yazısını okumanızı, sonra da aşağıdaki yazıyı okumanızı öneririm.

Fenerbahçe'nin Belhanda'ya ihtiyacı var


Avrupa’nın en iyilerine oyuncu yetiştirmeyi misyon edinen Fransa futbolu, Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’de göreve başladığı günden beri göz hapsinde. İzliyor, izlettiriyor, Fenerbahçe’ye faydalı olabilecek isimlerin peşine düşüyor. İlk yıl Niang ve Dia’yı, ertesi yıl da Sow’u Fenerbahçe’ye kazandıran Kocaman’ın şimdiki hedefinde Younes Belhanda var.

Alex’in gidişi sonrası yalancı bahar yaşayan Fenerbahçe sonralara doğru düşüşe geçti ve lig yarışının 6 puan gerisinde kaldı. 7 yıldır işler kötü gittiğinde Alex’in yanlarında olduğunu hisseden sadece taraftarlar değildi. Aynı zamanda Brezilyalıyla oynayan futbolcular da onun varlığından mutluydu. Umudun olmaması için hiçbir neden yoktu. Bir serbest vuruş veya bir korner, Alex de sahadaysa umudun habercileriydi.

Bir Alex değil ama olabilir
Alex’in her günü planlı, programlı. Eve gittiğinde moralini düzeltebilecek 3 tane şirin evladı ve arkasında milyonlarca onu destekleyecek taraftar vardı. Bu taraftan bakıldığında Belhanda bizlere bir Alex performansını garanti etmiyor. Ondan daha ilk senesinde takımı sırtlaması, her kötü anda sahneye olmadık yerde çıkıp filmin mutlu sonla bitmesini istemek biraz zor olur. Fakat Faslı oyuncunun bu kabiliyetleri var. Daha 22 yaşında, mental olarak kendini geliştirebilir.

Cristian’ı kulübeye hapseder
Alex sonrası takımın sistemiyle çok fazla oynamayan Kocaman, forvetin arkasına Cristian’ı yerleştirdi. Fenerbahçe için ‘Alex’siz ama Alex’li oynuyor’ çok da doğru değil. Hocanın tek istediği Alex’in temposundan daha üste çıkabilecek olan Cristian’ın hem hücumda yaratıcı olması hem de takım savunmasına fazladan katkı sağlaması.

Defansif bir oyuncu olarak başladığı kariyerinde deyimi yerindeyse saha içerisinde gidebileceği en uç noktaya kadar gitti. Libero başladı, orta saha oyuncusu olarak oynadı, kanat oyuncusu olarak A takıma çıktı ve şimdi 10 numara rolünde oynuyor. Ofansif bir oyuncunun sezgilerinde defans anlayışını barındırması büyük avantaj. Belki de büyük yeteneklerine rağmen çabuk kaybedilebilecek Arda Turan’ın Manisaspor’da sağ bek oynadığını ve Galatasaray’da sol açık olarak çıkışını gerçekleştirdiğini hatırlatmakta yarar var. Belhanda’nın taktik olarak Cristian’ın başaramadığı başarması büyük ihtimal gözüküyor. Ve o bir isyankar. Gördüğü kırmızı kartlar skora isyanında çıkmış olması negatif gibi gözükse de pozitif olarak değerlendirildiğinde takımı ateşleyebilir.

Kocaman jokeri sever
Kocaman joker oyuncuları seviyor ve zaten bu sezon sık sık da gördüğümüz üzere özellikle hücumda oyuncuların yerlerini değiştiriyor. Maça sağ kanatta başlayan Kuyt’ı 10 dakika sonra santrforda, bir 10 dakika sonra da sol kanatta görmek mümkün. Keza ayı şeyler Sow için de geçerli. Ve aynısı Belhanda için de geçerli olacaktır. Pek tabi ki Faslı oyuncunun tekniği, dripling özelliği, topa hakimiyeti, şut kabiliyeti de hesaba katılırsa Fenerbahçe’nin -devre arasını da hesaba katarsak- daha iyisini bulması pek mümkün değil.

Bu yazı Hayatım Futbol'un 64. sayısı için yazılmıştır