1 Temmuz 2012 Pazar

Balotelli kazansın

Hatırlar mısınız Del Bosque Dünya Kupası'nı kazanınca Down Sendromu olan oğluna götürmüştü. Alvaro'nun kupayı milli oyuncular karşısında kaldırışı hafif bir tebessüm ettirmiş, gözleri yaşartmıştı. Mesela o karede Del Bosque yok. Belki de arkada bir yerde gözleri yaşardığı için girmedi o kareye.

Del Bosque, Dünya Kupası'nın ardından Avrupa Şampiyonası'nı kazanmaya çok yakın. Bunu başardığı takdirde Helmut Schön'ün Euro 1972 ve 1974 DK zaferlerine ortak olacak. İspanya ise üst üste 3. büyük turnuvada şampiyon olarak Almanya'nın rekorunu kırmak istiyor (Almanya 1972 ve 1974'de kupa kazandı, 1976'da final oynadı). Del Bosque'nin kupayı kazanıp oğluna götürmesi yine çok güzel olacaktır ama gün sanki başka bir adamın günü.

Mario, İtalya'ya kaçak gelen Afrikalı bir ailenin oğlu. Henüz 3 yaşında Balotelli ailesinin yanına evlatlık verildi. Belki o zamanlar yeni ailesinin kendisinden renk olarak farklı olduğunu bile bilmiyordu, öğrendiğinde ise belki sorun da değildi. Ama başkaları biliyordu. Okulda ve mahallede onu hep ayırdılar, ırkçı sözler söylediler. Futbolcu oldu, rakip takım tribünleri laf attı. Milli takıma seçildi, bazıları hazmedemedi yine ırkçı sözler söylediler. Öz annesinden nefret ediyor. Kendi ismini değil, onu yetiştiren ailenin ismini kullanıyor.

Balotelli, kupanın en büyük favorilerinden genç ve pırıl pırıl Almanya'yı yıkan isimdi. Maç sonunda annesine sarıldı. "Babam da maça gelsin 2 gol de onun için atarım" dedi. Annesi 'pazar günü babası ve ben tribünde olacağız' demiş. Söyleyecek başka söz yok, 4 gol atsın Balotelli.