28 Aralık 2008 Pazar

Haftasonu Meşgalesi


Cuma akşamı farkına varırım haftasonunun geldiğini. İyi kötü bir maç olur. Cuma maçı olduğundan pek seyredesim gelmez tuttuğum takımın maçı olmadıkça. Ara ara açıp skora bakar, 5-6 dk seyreder yine değiştiririm. Çok ilgimi çekmese de arkaplanda canım sıkıldıkça dönüp bakınabileceğim bir maç olması memnun eder beni. Diğerlerine göre daha kısa olan Cuma akşamları bir şekilde biter ve günlerin en güzeli başlar benim için. Tatil veya değil farketmez, en güzel gün Cumartesi'dir. Ertesi gün Pazar'dır çünkü. Gün ister yoğun ister boş geçsin. Akşamı en güzel akşamdır. Her şey yapılabilir. Ev içi veya ev dışı aktivitelere müsaittir. En kötü ihtimal maça gidilir veya televizyondaki bir maç izlenir. Nitelik olarak bir önceki günkünden farkı olmasa da izlettirir kendisini. Çünkü 90 dakikayla sınırlı değildir. Sonrası da vardır, muhabbeti olur. Hatta bir önceki günün muhabbeti de bugünün kapsamındadır. Nispeten kısa ve teknik ağırlıklı spor programları o akşamlık bünyeyi doyurur. Sabahlara kadar sürmez ki Cumartesi akşamını tıkamasın. Eğer maça gidilebilmişse çok daha güzel. Yorulma ve ertesi günü çıkarma kaygısı olmaması yeter...

Cine 5 dönemlerinde maçları izleyemezdim ve bu kadar spor programı yoğunluğu da yoktu hatırladığım kadarıyla. Belki vardı ama dönem itibariyle gece o kadar uzamıyordu. Beni ilgilendiren maçları radyodan dinler, diğer maçları ise o zamanki evin yakınındaki birahaneler sokağından yükselen seslerden takip ederdim. Hal böyle olunca ne zaman geldiğini anlamadığım haftasonu usul usul biterdi. Şimdi ise haftanın son maçı olan Pazar maçları daha bir kıymete biner oldu. Pazar maçlarının genel farkı, maç sonralarının çoğunlukla maçlardan daha keyifli olması ve kendini daha kolay izlettirmesi. Gece boyunca mevcut alternatif bolluğu biraz kafa bölse de saat 3'lere kadar uzayan hararetli gece muhabbetleriyle dolu programlar haftasonunun bitmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bir de pazartesi programları vardır, "ne ara bitti" dediğimiz haftasonları henüz bitmemiş havası estirmekle görevli. Geçen seneye kadar bu görevi en iyi üstlenen Ahmet Çakar olmuştu hep benim için. Pazartesi'leri iple çektirdiği de az olmamıştır. Şu ankiler aynı iştahı uyandırmasalar da varlıklarından memnunum.

Şu an ligler devre arası tatilinde ve hayat hala güzel. Ama haftasonu meşgalelerinin sekteye uğramasıyla ne olduğunu anlamadan Pazar gününü yarılamış bulunuyoruz. Ligin ikinci yarısının başlangıcını şimdiden bekler oldum. 1,5 yıldır devam eden kısmi tatilimde haftasonu ayrımını yapabilmemi sağlayan maçların tekrar başlamasını istiyorum. Belki de haftasonları bir işte çalışmalıyım. Haftasonu meşgalesi mühim şey. Turkcell Süper Lig hiç bitmesin...

Hiç yorum yok: