26 Kasım 2008 Çarşamba

Liberté Pour Santos

Dün akşamki Fenerbahçe - Porto maçı öncesi Vamos Bien grubu, Marsilya'lı taraftar Santos Mirasierra'ya destek amaçlı "Liberté Pour Santos" (Santos'a özgürlük) yazılı bir pankartla stada yürüyüp burda kameralara Atletico Madrid - Marsilya maçındaki olaylarla ilgili tepkilerini belirten bir bildiri okudular. Bildiri sonrası "Liberté Pour Santos" yazılı tişörtleri giyen 8 taraftar meşale yaktıkları gerekçesiyle gözaltına alındı ve maç sonuna kadar gözaltında tutuldu. Göz altına alınanlar arasında Kaptan Orta Kapı blogunun yazarı Evren de vardı, ki olayı maç sonrası kendisinden öğrendim.

Stad dışında yakılan bir meşale nedeniyle göz altına alınma olayı ilk kez duyduğum bir şey. Bir taraftarın hakkını savunmaya çalışan taraftarlar farklı haksızlıklara uğramışlar. Gözaltına alınan taraftarların Porto maçını izleyememiş olmaları bir yana, yaşadıkları ironi daha vahimdir. Tamamen duygusal bir şekilde Fransız bir taraftarın uğradığı haksızlığı dile getirmeye çalışırken uğradıkları haksızlık üzüntü verici. Meşale taraftarın vazgeçilmez aksesuarıdır. Stadlarda yasaklandığından beri istisnai durumlar dışında stadlarda kullanılmayan meşaleler maç öncesi veya sonrası bir renk olarak kullanılırken bunun bir gözaltı nedeni olması komik. Bunun bir sonraki aşaması olarak çevreyi rahatsız etmekten ötürü tezahurat yapanların toplanmasından korkuyorum. Herneyse, konuyu fazla saptırmadan Vamos Bien'in mevzubahis bildirisini sizlerle paylaşıyorum. Yorum sizin...


"Takım sevgisinin bedeli nedir?

Bizler sevdalandığımız renkler uğruna, her koşulda takımımızın yanında olmaya çalışan taraftarlarız. Her şeyin, aşkın, sevdanın bile endüstrileştiği, paraya tahvil edildiği bu dünyadan, futbol camiası da payını alıyor. Şifreli kanallara üye olan, yüksek fiyatlı bilet politikalarına itiraz etmeyen, futbol takımını hafta sonu eğlencesi olarak kabul eden bir "seyirci" profili, karşılıksız, çıkarsız sevgiyi tribünlerde yaşatmaya çalışan taraftarların yerine konulmaya çalışıyor. Bugün endüstriyelleşen futbol sektörünün hedef tahtasında taraftar vardır. Başta endüstriyel Batı ülkeleri olmak üzere her yerde taraftarlar, suçlu, çapulcu, düzen bozucu olarak yansıtılmaya çalışılıyor. Daha geçen hafta, sevdasının peşinden maça giderken pompalı tüfekle öldürülen Karşıyaka taraftarı Özgür arkadaşımızın ardından atılan "taraftar terörü" yalanına cenazede bir araya gelen her renkten taraftar omuz omuza yanıt verdi.

Dünyanın her yerinde endüstriyel futbolun bu pervasız saldırısına direnen taraftarlar var. Bunlardan biri de Marsilya taraftarı, Ultras sözcülerinden arkadaşımız Santos Mirasierra. Santos, İspanyada oynanan Atletico Madrid-Marsilya maçından sonra tutuklandı ve şu an 8 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Bütün kamera görüntüleri tam aksini gösterirken, Santos bir ispanyol polisini yaralamakla suçlanıyor. Dünyanın tüm tribünlerinde yankı bulan Santos'a özgürlük çağrısını biz de buradan bir kez daha haykırıyoruz.

Adı Santos olsun, Özgür olsun ne olursa olsun, biz taraftarlar, potansiyel suçlu, çapulcu muamelesi görmek istemiyoruz. Bizim tek suçumuz sevdalandığımız renklere çıkarsız, paha biçilmeyen sevdamız."

* * *


Dün yaşanan olaylar bana, Palermo maçında yaşanan Pink Mafia olayını hatırlattı. Sakıncalı bulunup gözaltı nedeni olmuş pankarttaki ironiyi anlamayan polis dün de göz doldurdu...

Hiç yorum yok: