30 Kasım 2008 Pazar
fenerbahçe : 2 - 1 : beşiktaş
fenerbahçe için ligden kopmama adına önemli bir maçtı. mutlak kazanması gereken maçta sahaya ofansif gücü yüksek bir kadro ile çıktığını görüyoruz. tek defansif ortasaha ve önünde 4 ofansif isim. fazla ofansif oyuncu oynatmak çok pozisyon bulacağınız anlamına gelmez. bence aragones zorunluluktan bu isimleri oynattı. ortasahada top yapabilmen için deivid ihtiyaç. yanına selçuk'u ikileyecek josico'da ihtiyaç. 6 yabancı yüzünden birini feda etmen gerekiyordu. josico'yu seçti aragones.
kornerden 1-0 öne geçti fenerbahçe. mutlaka mustafa denizli buna dikkat çekip, oyuncularını uyarmıştır ama aslında uyarmasına bile gerek yok. fenerbahçe'nin korneri nasıl kullanacağını bilmeyen yok heralde. ön direğe çakılı bir adam dikmişler selçuk'u da toraman'a vermişler. pozisyona rüştü'de dahil olunca 4 oyuncu birbirine girdi. kafayı selçuk vurdu. tabi golde rüştü'nün de hatası büyük. diğer gelen 2 gol 100 metrelik kaleci pasları. atılan 3 golde skandal düzeyde goller.
fenerbahçe'nin oyunu forse edebilecek orta sahasında kim iyi oynadı. deivid mi, alex mi, uğur mu, kazım mı? hepsi vasat performans sergiledi. hele alex 60 dakika yürüdü. çok açık ki sakatlığı geçmemiş. ikinci yarı tam beşiktaş'ın etkin olduğu dakikada alex'in josico ile yer değiştirmesi doğru karar. ne zico, ne de daum alex istemedikçe bu değişikliğe gitmezdi. josico ile nefes alan orta saha daha çok top kazanmaya ve pas yüzdesini arttırmayı başardı. risk alan beşiktaş'a karşı da pozisyonları buldu. lakaytca harcanan pozisyonlardan biri bile gol olmayınca beşiktaş oyundan kopmadı. fenerbahçe devamlı beşiktaş'ın nefesini ensesinde hissetti.
beşiktaş neler yaptı peki. kısaca 40. dakikada tüm planları alt üst oldu mustafa denizli'nin. onun öncesinde kötü bir futbol sergilemedi. en az fenerbahçe kadar top yapıp, pozisyon buldu. en çok ekrem dağ'ı beğendim. golün asistini de yaptı kendisi. ben beşiktaş'ın sağ kanadı daha sık kullanacağını ve tehlikeli olacağını zannediyordum ama başarılı olamadılar. bunda roberto carlos'un da iyi formu etkendi. holosko belki o bölge için ikinci yarı düşünülen bir silahtı. tabi 40. dakikada 10 kişi kalmaları beşiktaş'ın istediklerini yapmasını engelledi. ikinci yarı oynaması gerektiği gibi oynadı. evet pozisyon verdi ama gol atması için de mecburdu risk almaya.
bir sözümde güiza'ya. yahu şunu biliyorum. golcülerin bazen kendilerine güvenleri kaybolur. gol atmakta zorlanırlar. istedikleri vuruşları yapamazlar. ama çok güzel bir gol attıyorsun. tribünler ''nasıl koydu güiza'' diye hep bir ağızdan tezahürat yapıyor. heralde o an kendine güvenin maksimum olduğu zamandır. şimdi güiza'nın ilk yarıda kaçırdığı iki gol kendine olan aşırı güvenden mi, yoksa güvensizlikten mi. ulan bi psikopat gidiyor, yerine aşırı duygusal adam geliyor. maç sonrasında ''istediğin topları alabiliyor musun'' diye soru sordular. güiza ''tabi ki alıyorum'' diye net cevapladı soruyu. sorun ne arkadaşım. psikolog mu tutulacak ne yapılacaksa şu adama bi çare bulsun yönetim. yok mu şu dünyada fenerbahçe'ye uygun eli yüzü düzgün golcü.
talento eklentisi:
(son cümleye ithafen bkz: hayalimdeki fenerbahçe forveti)
Etiketler:
fenerbahçe,
massimo,
türk futbolu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Hello,
it was a good match and the defensive mistakes decided it
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)
Bence Guiza, istedigi degil istemedigi toplari aliyor, sirti kaleye donuk ya da kaleye en az kirk elli metre kala top alsan ne olur almasan ne olur. Bu adami sadece gol atan adam olarak gormemek lazim, kenara gidip iceri adam kaciran adam rolunu de oynuyor onun icin yaninda arkasinda, onunde mutlaka Semih, Deivid, Alex olmali. Takim defans yapa yapa basin bu adami harcayacak anasini satiim.
Yorum Gönder