Efendim malumunuz olimpiyat haftasındayız. Olimpiyat iyidir hoştur, eğlencesi boldur, tribi vardır. Bir de olimpiyatlarda halter sporu icra edilmektedir ki ülkemizin güreşle birlikte gururu olan bir daldır bu. Peki nasıl oluyor bu halter işi? Silkme ve koparma olarak 2 kategoride yapılıyor. Silkmede ağırlık nispeten daha fazla ve halteri 2 hamlede kaldırıyorsun. Koparmada ise gelip Allah ne verdiyse asılıyorsun, kaldırdın kaldırdın, kaldıramadın 2 hakkın daha var. Netice itibariyle 3 hakkında ne kadar ağırlığı gözün kesiyorsa kaldırmayı deniyorsun. Zaten sporcunun kaldıracağı haltere bakarken ne yapacağı az çok belli olan bu spor dalında heyecan, sporcunun yarım saniyelik ıkınma sesini kapsıyor. Neticesinde kaldırdıysa alkış, yoksa omza havlu. Kimsenin ayrı stili yok, kaldırıyor ya da kaldıramıyor. Bütün olay; sıradaki gelsin...
Peki futbolda öyle mi? Öncelikle takımlar sahaya çıkınca neyin ne olacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsun Antep gelip Fener'e 5 atıyor, bir bakıyorsun Famagusta Olimpiakos'u 3'lüyor. Biri sindire sindire oynuyor oyununu, biri rakibi hacamat etme arzusuyla saldırıyor. Biri nasıl olsa atarım derken ikinciyi yiyor, biri ful kontraatak takılıyor. Kimisi de içinden dua ederken 11 kişi defans yapıyor. Ama hiçbirinde heyecan kopmuyor. Halterden farklı olarak sporcu değil, izleyici nefesini tutuyor. Hiç gitmedim ama heralde nou camp'da da tutuyordur.
1 yorum:
haklısın.
birde halterde 1.35 cm boyundaki haltercinin 35 cmlik organını görmek zorundasın.
Ama futbolda görsen görsen amokachi'nin kara poposunu görürsün.
Yorum Gönder