31 Ocak 2009 Cumartesi

Futbolu Neden Seviyoruz #12


Bu başlık altında yazdığımız 12. yazıya geldik. Kimi zaman zevksiz sporları, kimi zaman da zevkli sporların zevksiz yönlerini ele aldık. Bu zamana kadar da bana izlemesi en manasız geleni curling adlı oyundu. Dün akşam tesadüfen Eurosport'a takılana kadar. Oynamaktan büyük zevk aldığım bir oyunun seyrinin bu kadar keyifsiz olacağını tahmin edemezdim...

Dün akşam hayatımda ilk kez profesyonel bir bowling maçı seyrettim. Kanalları gezinirken bowlinge denk geldiğimde sevinmedim değil, bir heyecanla seyretmeye başladım. Ama ne yazık ki heyecanım 1.5 dakika bile sürmedi. 1.5 dakikalık süreçte 3 atış ve 3 strike izledim. Sonra skorbordu gördüm, o ana kadar yapılan bütün atışlar strike ile sonuçlanmıştı. Yanlışım varsa düzeltin, bu oyundaki en başarılı hamlenin strike olduğunu zannediyorum. Bowling denen spor lobutları devirmeyi amaçlayan bir oyun bildiğim kadarıyla. Ama herkes hepsini devirince ne oluyor cidden bilmiyorum. Eğer atış şekline veya başka kriterlere puan veriliyor da ben bilmiyorsam kusura bakmayın, ama yine de kötü. 2 kendinden emin oyuncu sırayla atışlar yaptılar. İstisnasız hepsi strike oldu ve istisnasız hepsi alkış aldı. Bunun neyi alkışlanır ki. Bütün sporcular sektirmeden hepsini deviriyor, neyi alkışlıyorsun? Camiada bir iş mi başarmış oluyorlar? Şimdi anlatırken yine gerildim. Oynayanla işim yok, oraya toplanmış izleyenle derdim. Kalkmış, zaman ayırmış, muhtemelen belli bir ücret ödemiş, orada yerini almış izliyorsun. Benim gibi kanal değiştirme lüksün de yok. Oynayanın eşi dostu değilsen akıl işi değil bence. Birbirinin aynısı onlarca atışı izle, alkışla, dön. Eve gelince de "Süper bir gündü, Chris'i görmeliydin" diye anlat. Bütün bu sebeplerden dolayı şundan emin oldum ki bowling amatörler oynarken güzel, strike'lar o zaman özel...

Daha fazla gerilmeden futbola dönelim. Futbolu neden seviyoruz? Şimdi efendim, öncelikle bir sporda skor önemlidir ve özel olmalıdır. Skor her saniye istisnasız kaydedildiğinde bir özelliği, önemi kalmaz. Futbol bunun için güzeldir. 22 kişi 2 takıma ayrılır, 1.5 saat boyunca skor için çaba sarfederler. Bazı maçlarda gol bile olmaz. Bu durumda skorun önemi artar. İşte bu sebeptendir ki bütün gol sevinçleri özeldir. Bütün şutlar da aynı şekilde atılmaz. Kimi sağdan, kimi soldan, kimi falsolu, kimi dağlara taşlara. Nadiren gol olur, işte o zaman sevinir tribünler. Hakkıdır da, bunun hayaliyle gelir seyirci ve golü görüp göremeyeceği de kesin değildir. Hiç gitmedim ama muhtemelen Nou Camp'ta da kesin değildir.


4 yorum:

Adsız dedi ki...

gelsin panzer. ne severim şu alman futbolunu

demek son zamanların blog modası bu oldu. "sanat-siyaset-futbol" harmanlanması ile sunulan enellektüelimsi futbol blogcukları. isimler de genelde blog sahiplerinin özentili ruh hallerini yansıtıyor. en çok italyanca özentiliği gözüme çarptı.. ohh di massimo, italiano, calcio, n'olur bir şeyler yaz, amour fou'm benim...

:-) çok komiksiniz. sanki fabrikada üretmişler sizi, salmışlar piyasaya.

aman ne olur yayınlamayın :-)

Sencer Yücel dedi ki...

iyi güzel yazmışsın ama adını gizlediğin için kime hayran kaldığını bilemedi insanlar.

Ser dedi ki...

iyi seyler yapilmasi birilerine batiyor mu? anlamadim bu heryeri alay kokan elestirinin amacini. paylasacak seyleri olan insanlar bunlari populist bir dil kullanmadan bloglayinca entel, ozenti mi oluyorlar? bence siz bloglari okumayi birakin memnun degilseniz. telegol tadindaki programlara ve gazete sayfalarina devam.. ne de olsa italyanca isimleri yok!

PS: Nou Camp'ta golu gorememe ihtimali gittikce azaliyor bu sene. :)

Adsız dedi ki...

hayatında hiç bowling oynamamış bir insan eğer "tornacı eli" varsa 10 atıştan 9unda hepsini devirir.

Ama aynı tornacı 10 penaltı atsa
3ü tarlaya 2si kalecinin üstüne gider.
2 si direği yalayıp geçer.
2 si gol olur.
1 i direğe çarpar.

Futbolu güzel yapan da aslında penaltı atan tornacının "nasıl kodum la" demesidir.