24 Temmuz 2008 Perşembe

diş


geçen gün dişçime gittim. daha çıkmamış olan ama çıkmaya çalışan 20'lik dişimde bi sorun vardı aylardır. dişçim beni istanbul üniversitesi diş hekimliği fakültesinden bir arkadaşına nakletti. ertesi sabah saat 9:00 da fakülteye gittim, profesörü beklemeye başladım. adam sabahın 10'un da geldi. inceden bi rahatsızlık başladı tabi bende. her neyse vurdum hocanın kapısını içeri girdim. kapıdan girerken ucundan bi bilgisayara baktım adam facebook açmış, altta da msn, dırının dırının sesler geliyor. anlattım durumu profesöre, röntgeni gösterdim. hoca röntgene baktı cebinden cep telefonunu çıkardı. telefonu da şu yeni çıkan anten tv li, kalemli telefonlardan. asistanını aradı oracıkta. aistan hemen koşa koşa geldi bulunduğu yerden hocanın odasına. tabi aralarında konuşurken kendi terimlerini kullandıklarından bişi anlamıyorum. en son şu cümleyi sarfetti ki iyice terledim oracıkta. ''yiğitciğim enteresan bir vak'a ile karşı karşıyayız. biz deniz hocanla çok yaptık bu tür ameliyatları. sana güveniyorum hasta senindir.'' dedi. içimden lan noluyo neyin pazarlığı bu derken yiğitcik dışarı çıktı. profesöre döndüm, ''hocam dişçim ameliyatımı bizzat sizin yapmanızı tavsiye etti'' dedim. profesör ''korkulacak birşey yok. ben arkandayım. merak etme sen'' diye gaz verdi bana. ardından yiğitcik geldi tekrardan odaya beni dışarı çağırdı. profesör yiğitciğe ''3 boyutlu röntgenini de alalım yiğitciğim. hadi sana güveniyorum'' bana da tekrar ''korkma sen ben arkandayım'' diyerek omuz bölgemi eliyle destekledi.


yiğitcik ile muayenehane ye girdik. hayatımda böyle bir ortam görmemiştim. 15-20 tane dişçi koltuğunu sıralamışlar, her koltukta birer hasta, her hastanın başında asistanlar, her asistanın yanında doktorlar ve asistanların ellerinde katliyam aletleri. ben bir yandan mal mal yiğitciğe bakıp durumu anlamaya çalışırken, yiğitcikte benim anlayacağım dilde operasyonu anlatıyordu. söylediğine göre kötü bir durum yokmuş. dişin çıkmasını engelleyen kemikleşmiş yapıyı(ozon la başlayan bişiydi bunun adı unuttum) alacaklarmış. yalnız detaylı bi röntgen gerekiyormuş. yiğitcik verdi elime reçeteyi. ben ise kendi doktorumdan habersiz bi işe girişmiyorum tabi. doğruca gittim kendi dişçime durumu anlattım. dişçim o reçeteyi atıp kendisi aynı reçeteyi yazdı. cumartesi günü röntgeni çektirmeye gideceğim. daha da kötüsü bu iş gittikçe uzuyacağa benziyor. zaten nefret ediyorum dişçiden. kaçıp kurtulasım var valla.

1 yorum:

sinem dedi ki...

allah kolaylık ve sabır versin. bence dişçiyle uğraşan insana söylenecek en iyi şey budur. hayır kendimden biliyorum :)