Yazık bu adama. Türkiye'ye geldiği sene saç baş yolduran bir performans sergiledi. Hatta Gebzespor'la oynanan hazırlık maçında gol atmasına rağmen ıslıklarla oyundan alındı. Yaz boyunca gitmesi beklendi, yedekte oturması için takımda tutuldu. Appiah'ın dönüşü olmayan sakatlığıyla da takıma yerleşti. Sonra ne oldu? Muazzam bir azimle, yeteneği doğrultusunda takıma azami katkıyı sağladı. Kısa zamanda kendisini seven sevmeyen herkesi, maçı döndüren adamlardan olduğuna inandırdı. Yetmezmiş gibi performansını Şampiyonlar Ligi'nde de sürdürdü. Hem de öyle böyle değil. Inter karşısındaki galibiyet golünü atan, CSKA maçının son dakikalarında mağlubiyetten kurtaran golü atan, Ramon Sanchez Pizjuan'da Sevilla'ya 2 gol atıp maçı çeviren, sonrasında Chelsea maçında ikinci yarıya yenik başlayan Fenerbahçe'nin galibiyet golünü atan bir adam.
İşte bu adam tam tavan yaptığı dönemde sezonun ilk antrenmanında ayak bileğini kırmıştır. 4-6 aydan bahsedilmektedir sahalara dönüşü için. Olayın üzerinden 1 hafta geçmişken annesini kaybetmiş Deivid. Gün içinde Sao Paulo'ya gitmeye hazırlanan Deivid'i Almanya'da doktoru kontrolden geçirmiş ve seyahat etmesinin sakıncalı olabileceğini söylemiş. Sonrasında kampa dönen Deivid annesinin cenazesine de gidememiş. Bu da gol değil işte... Adam kırılan bileğine mi üzülsün, bileği yüzünden annesine gidemediğine mi?
ekleme; deivid 2 aylık bir bebekken babasını da kaybetmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder