29 Haziran 2010 Salı

Kocaman Umutlar Böyle Başlamamalıydı


Aykut Kocaman'ın geçmişini anlatmanın, Fenerbahçeliler için ne anlama geldiğini uzun uzun yazmaya gerek yok. Sadece Fenerbahçeliler için değil, diğer takım taraftarlarının da saygısını kazanmış bir isim Aykut Kocaman. Rıdvan Dilmen ve Oğuz Çetin'i erken yedikten sonra biraz pişsin, arkası sağlam gelsin dediğimiz Aykut Kocaman artık artık Fenerbahçe'nin teknik direktörü.

Aykut geçtiğimiz sezon sportif direktör olurken yorumlardan bir tanesi de ''Aykut gelirse ancak bu şekilde gelip, teknik direktör olur'' yönündeydi. Bugün o lafı söyleyenler tutturdu. Aziz Yıldırım'ın düşüncesi de aynen bu şekildeydi. Ha belki o 3 sene sonra Aykut'u takımın başına getirmeyi planlıyordu, orası ayrı ama amaç Aykut'u Daum'dan sonra teknik direktörlüğe getirmekti. Sportif Direktörlük ciddi bir iştir. Cruyff da sportif direktörlük yaptı ama önce teknik direktörlük yaptı. Takımı kurdu, düzene oturttu ve sonra tribüne çıkarak sportif direktörlüğünü yaptı. Onun kurduğu sistem ile bugün 7 milyonluk memleketten dünya kupasını kaldıracak kalitede bir futbolcu grubu yetişti. Şu gerçek ki Fenerbahçe'nin sportif direktörü Aykut Kocaman değil, Aziz Yıldırım'dır. Boşu boşuna laflara alkış tutmayalım, icraatlere alkış tutalım.

Bir diğer mesele de Daum'un gönderiliş şekli ve arkasından Aykut Kocaman'ın getirilmesi. Aykut Kocaman bu şekilde gelince ister istemez medyada yazılan ''Aykut Daum'un kuyusunu kazdı'' ya kadar giden haberleri yalanyamazsınız. Aynı zamanda bir üst paragrafta belirttiğim üzere Aykut Kocaman bizim Avrupa kulüplerinde gördüğümüz bir sportif direktör olmaması da iddiaları güçlendirir. Ben Aykut'un Daum'un kuyusunu kazdığına inanmıyorum. Kocaman'ı tanıyan insanların da inanacağına ihtimal vermiyorum ama ortadaki iddiayı da yalanlamak zor.

Aykut Kocaman'ın ise teknik direktörlüğüne inanan birisiyim. Çalıştığı mütevazi kulüplerde, elindeki mütevazi kadroyu iyi yönetmiştir. Bilhassa çoluk çocuk ile karın tokluğuna çalıştığı İstanbulspor'da maç içinde dahi oyundan kopmamış, devamlı sahanın içinde olmuş, oyuncuların pozisyon alacakları noktalara kadar ilgilenmiştir. Adam resmen 4'lü savunmanın arkasında hayali bir libero gibi görev yaptı. Genellikle Türk hocalarımızın yanlış yaptığı yer yabancı transferidir. Bugün göklere çıkardığımız Ertuğrul Sağlam, Legrottaglie'yi tanımadığı için Beşiktaş'a transfer etmedi. Bu tip işlerle uğraşması gereken adam da sportif direktör değil mi? Ben yönetimden ve Aykut Kocaman'dan evvela bu tip işlerin halledilmesini beklerdim. Bugün beğenmediğimiz Daum'un efsane laptopu vardır. O laptoptan Luciolar, Emersonlar, Ze Robertolar, Ballacklar çıktı. Aykut Kocaman, en azından Aziz Yıldırım'ın çok eleştirdiği ama hala menejer önerisiyle yaptığı transferler yerine, kendi ekibini kurar ve şova yönelik değil de ihtiyaca göre transfer yaparsa ne ala. (Örneğin, Stoch ihtiyacımız olan bir transfer olabilir ama ben menejerlerin Fenerbahçe'yi rekabe sokup bu transferi yaptırdığına inanıyorum)

Açıkçası her ne kadar geliş şeklini beğenmesem de Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğüne sevindim. Aziz Yıldırım Aykut Kocaman'ı da harcar ise sadece Aykut Kocaman değil ikisi de gider gibime geliyor. Bu yönden sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Ben şampiyonluk değil takımın iyiye gidişini izlemek istiyorum. Aynı Löw'de, Zico'da gördüğüm ışığı görmek istiyorum. Aykut Kocaman bunu yapabilecek kapasitede biri. İnşallah sonu onlara benzemez.

Hiç yorum yok: