E Grubu;
Hollanda eskiye nazaran daha dengeli bir biçimde başladı turnuvaya. Eskinin o gruplarda yakan, yıkan, dağıtan Hollandasını göremedik ama 3'te 3 yaparak lider bitirmeyi başardı grubunu. Defansının bireysel olarak zayıf oyunculardan kurulu olması takım savunmalarına daha fazla özen göstermelerine sebebiyet veriyor. 3 maçta yedikleri gol sayısı 1 ve o da penaltıdan. Honda animeden fırlamış bir karakter gibi. Başka bir adam yahu. Japonların animelerde özendiği adam bu işte. Danimarka zaferi de bir anime masalı gibiydi. Honda 30 küsür metreden çift falso vererek golü atıyor, 2. golde Honda vurur diye beklerden Endo vurup süpriz bir gol atıyor, 3. golde Honda vurma imkanı varken uygun durumdaki arkadaşına veriyor gibi. Çeyrek finalde görmek isterim ama Paraguay çok daha dengeli bir takım. Danimarka'nın ise eti kemiği bu. Devamlı alttan gelen birilerini bulmaları zor. kadayıflarla oynadılar ve bu noktada kaldılar. Kadayıf dedim ama hepsi tek tek sevdiğim isimler. Kamerun'un dengesiz takım. Kalecisi Kayserispor'lu Souleymanou, santraforu İnter'li Eto'o. Afrika takımlarını başarılı yapmak çok zor. Sonuçta altyapı eğitimini çok farklı kültürlerde almış bir sürü oyuncu var. Fazla yargılamak da istemiyorum.
F Grubu;
Turnuva öncesi 2 hocanın turnuvadan sonra devredecekleri veliahtları belliydi. Biri Fransa, diğeri İtalya. İkisi de sonuncu tamamladılar gruplarını. İtalya'dır bu, normaldir grupta zorlanmaları, Slovakya ile en kötü berabere kalır yine turlarlar diye düşünüyordum. Pirlo'suz sıkıntı çekecekleri kesindi ama Montolivo da kötü performans sergilemedi ilk 2 maçta. Slovakya maçının kadrosunu bana kurdursalardı orta saha ve forveri aynen bu şekil kurardım. İtalya lig olarak da sıkıntıda. prandelli'nin işi zor. Yeni Zelanda maç oynanmadan atan tutanları utandırdı. Bu bile yeter. Eğer elinde nitelikli futbolcu yoksa çok da fazla eleştirmeye gerek yok. Aldıkları 3 puan için teşekkür etmek gerek. Slovakya ilk 2 maçta bekletimin uzağında futbol sergiledi. Grubu zorlayacak güçleri vardı ve İtalya'yı yenerek tur atlamayı başardılar. Lakin Hollanda karşısında işleri bir hayli zor. Paraguay için sadece koca memeleri hatunları konuşmadığımız için mutluyum. Çok sağlam forvet hattı var. Keza hücumlarını tamamlayacak orta saha ve defans elemanları da mevcut. Göze de hoş gelen takım oyunu oynuyorlar ve bu turnuvanın süprizi olabilirler.
G Grubu;
Bu gruptan tek isteğim tahminleri çöpe attırmasıydı. Kuzey Kore Brezilya maçında buna çok yaklaştı. Portekiz maçında tecrübesizlik kurbanı oldular. Fildişi Sahili ile oynadıkları maçta ise çok demorilizeydiler. 3-0 ile iyi bile yırttılar. Portekiz'i ise beğenmedim. Queiroz'dan üst düzey bir teknik direktör çıkmayacağı belli. Onun yerinde olsam artık zorlamam. Fildişi Sahili ise Ericsson'a rağmen aldı 4 puanı. Portekiz'i yenme imkanı oluşmuştu. Kamerun için yazdıklarım onlar için de geçerli.
H Grubu;
İspanya ilk maçta kaza yaptı. Hala benim 1 numaralı favorim(Lakin Torres fantasy football'da hayal kırıklığı yaşattı, kırgınım). Hitzfeld şanssızdı bu turnuvada. Şili maçındaki beleş kırmızı kart, buna rağmen oynanan güzel futbol ve Eren'in son dakikada kaçırdığı mutlak gol. Ne kadar zorlasa olmadı işte. Honduras maçının özetini izledim. Kazanabilirlermiş o maçı da. Belki de süprizi erken yapıp İspanya'yı yendiler. Öte yandan Şili elenseydi güzel futbollarına rağmen şanssızlıktan değil, beceriksizlikten eleneceklerdi. İsviçre maçında şanslıydılar bir kere. İspanya maçında çok kötü 2 hata ile golleri yediler. Honduras maçında ise gol kaçırma yarışına giriştiler. lakin güzel top oynuyorlar. Defansif yönden sıkıntıları var ve Brezilya maçında başlarına çok iş açabilir. Fransa 98 de Salas ve Zamorano ile esiyorlardı. Gruptan 2. turda şanslarına Brezilya vardı . Şili'den ümitliydik ama Brezilya, Brezilya gibi oynayıp kazanmıştı. Kim bilir belki Bielsa PESçileri şaşırtan taktiğiyle bir süpriz yapar. Maçları da bu yüzden izliyoruz zaten.
foto: foto'ya twitter'da denk geldim. kaynağını bilen varsa sevinirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder