24 Eylül 2009 Perşembe

Beşiktaş'ın Sıkışan Trafiği


Kayserispor maçıyla birlikte Levent Erdoğan'ın açıklamaları çerçevesinde Mustafa Denizli, Yıldırım Demirören ve Beşiktaş çokça konuşulmaya başladı. Beşiktaş'ı başarısız olarak addedebiliriz. Başarısızlığı temelinde bence de Mustafa Denizli yatıyor. Yalnız Levent Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar büyük bir takım yöneticisinin yapacağı açıklamalar değil. Kaldı ki Ntv'de Güntekin Onay Levent Erdoğan'ın ağızından laf kapmak için de uğraşmadı. Anlatmak istediklerinin tüm çıplaklığıyla anlattı.
Bir an için Beşiktaş'ın teknik direktörü olan Mustafa Denizli'yi unutalım. Beşiktaş'ın içinde bulunduğu dönemden nasıl sıyrılacağını düşünelim. Teknik Direktör arayışına çıkalım. Takımı tanımayan yabancı bir hoca kim olursa olsun geldiği vakit bir süre takımı tanıma devresi geçirecek ve azalan şampiyonluk umutları hepten bitecektir. Takımı tanıyan yerli hocaları düşündüğümüzde ise gelir gelmez takıma güven aşılayabilecek, büyük takımlarda çalışma yöntemlerini bilen, kısa vadede geçici çözümler bulup takımı tekrar şampiyonluk potasına sokabilecek tek isim Mustafa Denizli geliyor. Bu yüzden Mustafa Denizli'nin geçen sene takımın başına getirilmesi doğruydu. Ertuğrul Sağlam'ın istifa etmesi/ettirilmesi Beşiktaş'ın geleceği için yanlıştı ama takımı şampiyonluk havasına sokacak en iyi isim olan Mustafa Denizli'nin getirilmesi doğruydu.

Geçen sene 9 ekimde aynen şunları yazmışım, ''takımı tanıyan, ligi tanıyan, rakiplerini tanıyan bir hoca geldi beşiktaş'ın başına. maçına göre sistem belirlediği için tıkır tıkır işleyen bir sistemi yoktur. bu nedenle genç oyunculardan büyük oranda verim alamaz. maçına göre adamını iyi seçtiği zamanda her zaman kazanır. şampiyonluk çekişmesinde var olur. mantıken doğru tercihtir. bu seneyi kurtaracakları kesin.'' Beşiktaş'ın şampiyon olduğu gün de ''Daha önce kazanılan türkiye kupaları ve anlık başarılar geçtiğimiz yıllarda Demirören yönetimini hep yanılttı. Bu sefer de buna benzer bir tablo ile karşı karşıya Beşiktaş. Bundan sonrası daha sonra yazılacak yazılardır bizim için. Gün kutlama günüdür. Biz de tebrik ediyoruz Beşiktaş'ı.'' yazmışım.

Bunları yazmamızdaki en temel sebep Mustafa Denizli'nin aslında esnek görünen ama çok keskin çizgilerin olmasıydı. Bazı futbolculara çok güvenmesi, her maç kafasında oynadığı takımın gerçekte de oynayabileceğini zannetmesiydi. Futbolda bazı gerçekler var. Nihat sezon başı kampı geçirmemiş biri. Sadece asker arkadaşları 4 kelimelik uygun adım marşları söylerken, o kendi başına kondisyon idman yapmış. Yusuf bu ülkenin en yetenekli futbolcularından ama yaşı 34. Hani hep deriz ya Tugay Türkiye'de oynasa daha erken futbolu bıraktırlardı. Öyle ama Yusuf'un kondisyonu üst üste kaldıracağı 90 dakika sayısı az. Ancak ve ancak oynun sıkıştığı dakiklarda 2. yarı girer oyuna bu haliyle. Bu ve bunun gibi sebepler. Çok takılmayalım bu noktada.

Mustafa Denizli'ye bu yolda biraz da katılıyorum. En az 3 tane (içlerinde Ümit Kayıhan'ın da bulunduğu) yardımcı antrenör istedi kendisi. Yönetim reddetti. Belli ki artık tek başına kaldırabileceği bir yük değil büyük takım yükü Denizli için. Anlaşılan yönetim de çok yardımcı olmuyor kendisine. Transferler elbette çok yetersiz ama kaçında Mustafa Denizli parmağı var bilemem. Zaten kendisi sezon sonunda görevini bırakacağını açıklamıştı ki buradan anladığımız kadarıyla aylarca takip edilen bir listesi yoktu Beşiktaş'ın.
Beşiktaş'ı şu an bu bataktan çıkaracak tek kişi olarak yine Mustafa Denizli'yi görüyorum. Tabi Yıldırım Demirören yönetiminin toparlanmasıyla oluşacak bir hadise bu. 5 yıldır toparlanamayan yönetim şu an toparlanır mı? Sanmam.

Hiç yorum yok: