10 Mayıs 2009 Pazar

Üç Yıllık Hesaplar ve İstikrar


14 Mayıs 2006'da meydana gelen Denizlispor sendromunu Fenerbahçe taraftarının üzerinden atması kolay değil. Bu sebeptendir ki o günden bu yana derbilerden sonra içten içe en önemsenen maçlardan biri oldu Denizlispor maçları. Tabi bugünden sonra Denizlispor'dan kaç puan alınırsa alınsın malm günü telafi etmeyecektir, ama tribünler içten içe Denizlispor'un kendi ellerine düşmesini istemektedir. Bu sene fazlasıyla istenilen oldu ve düşme potasındaki Denizlispor, ligin son haftalarında Kadıköy'e geldi. Öyle ki hemen hemen düşme potasındaki bütün adaylara puan veren Fenerbahçe'den taraftarın beklediği tek şey Denizlispor'a düşme yolunda darbenin vurulmasıydı. Taraftarın bu noktadaki psikolojisini anlamak pek zor olmamalı. Fakat bu psikolojiyi sahadaki futbolculardan beklemek biraz garip. Zira son yıllarda en sık dile getirilen sloganı "istikrar" olan Fenerbahçe cephesinde 2006'dan bu yana sahada olan futbolculara bakıldığında beklentinin biraz yersiz olduğu kolayca görülüyor.

Öncelikle şunu belirterek başlayalım, ilk 11'lere bakıldığında iki maçın as kadrosunda da bulunan futbolcu yok. Yani sahaya çıkan 11'in, 2006'da o psikolojiyi yaşayan 11 ile alakası yok. Yelpazeyi genişletim 18 kişilik kadroya baktığımızda birkaç isim beliriyor. Dünkü maça ilk 11'de başlayan Volkan Demirel ve Semih Şentürk 3 sene önce yedekler arasındaydı ki Semih o maçın 60 dakikasında oyuna girdi. Volkan ise kenardan ortak oldu üzüntüye. Yedekler arasında bugünkü kadroya dahil olan üçüncü ve son isim ise Deniz Barış. Son olarak o gün ilk 11'de olup dün kulübede başlayan Alex var tabi. Şimdi bakıldığında 18 kişiden 4'ü aynı ortamda bulunmuş ki, bu 4'lü bile dün beraberce sahada değildi. Mutlaka mevcut futbolcuların tamamı o günkü olaydan haberdardırlar ama o günkü futbolcuların hislerini paylaştıklarını söyleyemeyiz. Netice itibariye maçı kazanıp tribünün içini rahatlattılar ama Denizlispor maçını diğer maçlardan ayrı tutmadıkları ortadaydı.

Olaya bir de Fenerbahçe'nin gidişatı yönünden bakalım. Yazının başında da belirttiğim gibi Fenerbahçe yönetiminin son yıllarda en sık telaffuz ettiği sözcük "istikrar" oldu. Bunu duymak mutluluk ve güven veriyor. Ama bu istikrarı sağlama yolundaki tek kıstas hoca olmamalı. Görüldüğü üzere Fenerbahçe, önceki yıllarına göre nispeten hoca istikrarı yakalama konusunda yol katetse de bu istikrar anlayışını kadronun geneline yansıtamıyor. Genç sayılabilecek bir kadronun 3 yıl içinde muhtelif başarılar getirmesine rağmen 75% oranında değişim göstermesi pek sağlıklı bir yol izlenmediğini ortaya koyuyor. Bu durumun tek kabul edilebilir yanı kadroya altyapıdan dahil olan futbolcular olabilirdi ki Volkan Babacan dışında şu an o da yok.

3 yorum:

Mucoid dedi ki...

denizlispor o zaman fenerbahçeyi şampiyonluktan etmişti..ama fenerbahçe ise sadece bir darbe vurdu denizlispor'a..ligde kalmak için denizlispor'un şansı hala var..

bu açıdan hesap tam anlamıyla görüldü diyemeyiz bence.. :)

Bolat dedi ki...

Giden oyuncular:

Anelka: Mutlu degildi buralarda ve cekti gitti... Istenseydi de tutulamazdi...

Aurelio: Israrla söyledi durdu, cocuklarimin egitimi icin Ispanya'yi daha uygun bir adres olarak görüyorum... Devre arasindan sezon sonuna kadar israrli taleplere ragmen yanasmadi kontrati imzalamaya, ve yönetim kendi opsiyon hakkini kullanip tek tarafli uzattigi halde kalmadi gitti... Verilen karar da bu konuda yönetimin hakli oldugunu göstermekte...

Luciano: Cok ciddi bir sakatligi vardi yollarin ayrilmasi o yüzden söz konusu oldu...

Nobre: Yetersiz görüldü, yerine daha iyisi getirilemedi, tamam ama, yine de bu yetersiz oldugu tespitini yanlislamaz...

Tuncay: Kendi istegiyle ayrildi...

Appiah: Kalmamak icin cok direndi... Fenerbahce'de birakmamak icin... Sonunda yasadigi malum sakatlik ve gerisi olmayan dönüs...

Kemal: Beklenilen verim alinamadi...

Kadro istikrari saglanmalidir yaklasimi zaten genelde cok katilmadigim bir durum, o ayri da, Fenerbahce'nin son yillarda yasadigi kadrodaki bu degisim sirkülasyonu daha cok zorunluluktan kaynaklanmis gibi durmakta...

alperensaylar dedi ki...

aziz yıldırım'ın istikrar anlayışı giden şampiyonluğa veya tazminat ücretine kadar.