3 Mayıs 2009 Pazar

Derbi Bilinci


İddiasız ve amaçsız bir takım taraftarının heyecanlandığı nadir günlerdendir derbi günleri. Gelecek puandan medet ummaktan ziyade, alınacak skorun yaşatacağı gurur heyecanlandırır taraftarı. Bu sebeptendir ki derbi kazanmadan elde edilen şampiyonluklarda ince bir burukluk vardır. Şampiyonluk elbette lig serüveni boyunca elde edilebilecek en değerli ünvandır. Derbiler ise bu serüvenin kaymağı veya tesellisidir ve belirleyicilikten tamamen uzaktırlar. Derbi başarıları, ezeli rakiplere karşı tarihsel istatistiklere katkıdır ve hiçbir zaman tek başına şampiyonu tayin etmez. Ama buna rağmen her türlü koşulda derbi mücadelesinin hakkını veren futbolcular ligdeki konumları ne olursa olsun taraftarı arkasında hissederler. Bu sebeptendir ki Fenerbahçe, 6. bitirdiği 2002-2003 sezonunun son haftasında dahi dolu tribünlere oynadı.

Bu sezon için Fenerbahçe ve Galatasaray bitime uzun bir süre kala şampiyonluktan koptular. 3 hafta önce de aralarında oynadıkları derbinin hakkını veremediler. Bu nedenle hala taraftarlarından bekledikleri saygıyı göremiyorlar. Bu akşam Fenerbahçe alacağı skorla değil, oynayacağı futbolla taraftarın saygısını ve ilerleyen zamanlar için inancını kazanabilir. Beşiktaş'tan alınacak puan değil, sahada sergilenecek mücadeleyle. Bunu yapmak için de ihtiyaç duydukları her şey mevcut. Kaybedecekleri bir şey ve kazanmaları gereken puanlar yok. Camia baskısı da aynı şekilde. Kendi adıma konuşuyorum; Fenerbahçe bu akşam mağlup olsun sorun değil. Mücadele ettiklerini, ellerinden geleni yaptıklarını hissettirdikleri zaman gerekeni yapmış olacaklardır. Çünkü derbi bilinci bunu gerektirir, derbide futbolcular değil formalar savaşır.

İki taraf için de mücadelenin yüksek olduğu ve zorlayıcı bir maç olmasını diliyorum.

Hiç yorum yok: