19 Mayıs 2009 Salı

kısa kısa


- dün itibariyle istanbul'a ayak bastım. boğaz köprüsü biraz daha şekillenmiş, sağa sola uefa finali için bilbordlar, pankartlar yerleştirilmiş. gelenin gidenin parmak attığı bilgisayarım çöplüğe dönmüş. erik, kiraz pazara düşmüş. her yerde bugünün gazeteleri var. aylar sonra hem winston, hem de coca cola içebiliyorum.

- askerlik süresinin çoğunu azerbaycan camel'ı içerek geçirdim. azerbaycan winston'una göre daha güzel. kartonu 22 lira idi. winston'un kartonu ise 19 lira. kantinde ise viceroy, pall mall, tekel 2000 gibi british tobacco nun ürünleri bulunuyordu sadece.

- askerdeki tek eğlencenin maç izlemek olduğunu söyleyenler vardı. doğrudur, çoğu yerde tek eğlence maç izlemek olabilir ama benim izleyebildiğim tek maç türkiye kupası finali oldu. kötü bir fenerbahçe sezonu görmemiş oldum.

- pusu grubunun eğlencesi ise telefonla konuşmaktı. meğersem memlekette bir sürü gereksiz müzik kanalı varmış. bu kanallarda millet alt yazı ile telefon numarasını falan yolluyor. arkadaş bulup gerekli, gereksiz muhabbet yapılıyor. bizim pusuda da böyle bi tip vardı. aklınıza gelebilecek her türlü muhabbeti telefonda gerçekleştirdik. bu her türlü muhabbet benm daha önce kimse ile yapmadığı muhabbetlerdi. eminim bu blogu okuyan çoğu kişide ne bu muhabbetleri yapmıştır ne de şahit olmuştur.

- müzik dinlemeyi özledim. içimde durdurulamaz bi göksel dinleme isteği var. nerden çıktı hiç bilmiyorum. daha önce denk gelince dinlerdim.

- biraz kafa dinleyip sivil insanlarla muhabbet etmem lazım. 5 aydır sivil biri ile muhabbet etmedim. o yüzden konuşmalar ve yapılan espiriler çokça askeri kaçmakta. ayrıca yazmakta aynı şekilde.

- bir de evde yürürken sigaranın külünü yere atmamaya çalışmam lazım.

3 yorum:

ymd dedi ki...

sivil dünyaya hoş geldin senn, alışma sürecinde allah kolaylık versin..

Sade dedi ki...

askerlik insanı ne hale getiriyor:D kolay gelsin hoş geldin.

Adsız dedi ki...

Hadi geçmiş olsun kardeş :)