9 Haziran 2009 Salı

kıs kısa Heybeliada


- Piknik kolası diye bişi var sevgili okur. Piknik kolasını içmeden piknik yaptım diyemem asla. Piknik kolası nasıl oluyor peki? Tabi ki sıcak oluyor. Bazıları arabanın çakmak yuvasına dolap dibi soğutucular bağlayarak soğuk soğuk içtikleri kolalarla piknik yaptıklarını zannediyorlar. Pet bardağa koyacaksın kolayı baloncuklar gözükecek. Sıcak olacak ama gazı da olacak.

- Cengiz Semercioğlu bir yazısında(yazının tam metni) özetle demiş ki, adalar bilmem şu kadar nüfusa sahip ama yaz aylarında daha kalabalık oluyor. Haliyle o ekonomi ile kalkınamıyorlar. 3 tl lik vapur jetonu 5 tl olsun. adalar güzel olsun, ferah olsun, hoş olsun vs, vs, vs... Bunu derken de alaturka piknikçilere gönderme yapmış biraz. Yalnız kendisinin heralde bilmediği bir şey var. Geçen gün Heybeliada'daydım. 3 lira gidiş, 3 lira geliş yol parasıyla kurtaramıyorsunuz günü adalarda. piknik alanına giriş 2.5 tl adam başı. sırf piknik için gitmiyor insan oraya. gitmişken 2 kulaç atayım, denize gireyim diyor. hop 5 lira kelle başı para istiyor oradaki görevli. Denizi deniz olsa, sahili sahil olsa bari. Ha az ilerdeki kayalıklar, ha midye kabuklarıyla dolu sahil. Farkı yok. Denizin içinde ki yosun birikintisi mi desem, sahilde ki sayısız midye kabuğu mu desem. En azından o kelle başı 5 lira alan görevliye bi tırmık verse de sağı solu biraz toparlasa. Ayrıca adanın manavı, marketi, poğaçası ayrı bir kazıklık mertebesinde. Demem o ki adalar da masum değil, aynı adayı kirleten bizler gibi.

- Adaya akan gençliğe de laf atayım. O rahatlık kimsede yok arkadaş. Lise bitmiş. Bir kaç öğretmen demiş ''bu çocukları bir daha göremeyiz. Alalım bunları da hep beraber bi ada turu yapalım''. Erkekler sigara için firari olmuş. Kızlar voleybol peşinde. Öğretmenler de şu bilmem ne bitkisi, bu bilmem ne meyvesi diyerek hala bir şeyler verme derdinde. Dönüşte vapura binmiş elemanlar yer yok. Umrunda mı? Çök bir yere bağıra bağıra gül, sohbet et. Gençken biz de yaptık da, yaş olmuş 25. İnsan özeniyor şerefsizim. O köşeye ben de çöksem, o merdivene ben de yatsam, o kahkahaları bende atsam ne olur. Bi yaşlı amca gelse ''kazık kadar adam olmuşsun şu haline bak'' dese ne derim.

- Bir de şu bisiklet hadisesi var. Adayı gezmek için ya faytona bineceksin ya da bisiklet kiralayacaksın. Bisiklet iyidir, seledir, pedaldır diyorsun ama sigara mı desem, kondisyon mu desem, yokuş mu desem bilmemiyorum çok zahmetli iş. Elin oğlu basıyor gidiyor biz kalıyoruz arkada. Bir de bağırırlar ''hadi oğlum ya'' diye. Ne hadisi lan. Hele şurada soluklanıp bir sigara içelim, devam ederiz sonra.

- Faytonların da arabalardan farkı yok maşallah. İşin kötü yanı korna çalıp ''çıkın önümüzden'' diyeni de yok. Atların nefes alış verişlerini ensenizde hissetiğinizde o ne lan deyip kaçıyorsunuz. Ha bir de bi turist kafilesi varsa orada bekleyeceksiniz ilk önce onlar binecek sonra siz bineceksiniz faytona.

- Çok klasik bitirelim mi? Hani böyle bitirmesem içimde kalır o cümle. Lütfen beni hor görmeyiniz. Ben adaların en çok Kabataş'a dönüş zamanını sevdim.

2 yorum:

Jordi Metal dedi ki...

Vapurun en güzel yanı akşam adaya giderken vapurun arkasında gün batımına doğru piyizlenmektir :)

Adalı olmadığından dolayı iyi bir yerde denize girme konusunda haliyle sorun yaşamışsın. Normaldir :) Sezon yavaş yavaş açılıyor. Malesef denizimiz yosunlu yapacak bişey yok şimdilik.

bıyığım var dedi ki...

İlker adaya gidersen böyle olur tabi. Adaya niye gidilir ki? Adı üstünde ada. Ne diye gidersin adaya? Bedava ekmek mi dağıtıyolar, kum gibi plajı mı var, nedir yani? Bu konuda sinirliyim sana patladım kusura bakma. öhöm.