1 Haziran 2009 Pazartesi

Düşenlerden


Bu sene Avrupa liglerinin üst ve alt sıraları altüst oldu. Fransa ve Almanya'da yakın tarihi domine eden ve yakın geleceği de domine etmesi beklenen Lyon ve Bayern Münih alt sıralarda kalırken, Türkiye'de Sivasspor'un son haftaya kadar şampiyonluğun 2. adayı olarak kalması ve Hollanda'da 28 yıl aradan sonra gelen Alkmaar şampiyonluğu durumun belirgin örneklerinden.

Bütün bunların yanında önemli liglerdeki önemli takımların da alt liglere yol alması dikkat çekiciydi. İngiltere'de Newcastle United, İtalya'da Torino gibi kült takımların düşüşü ve buna ek olarak Fransa'da St. Etienne'in son hafta galibiyetiyle ligde kalması sarsılan lig dengelerinin en iyi göstergesi gibi. Genel olarak baktığımda en çok üzüldüğüm Newcastle'ın düşüşü oldu. Her ne kadar 80 yıldır şampiyonluktan uzak olsalar da, Premier Lig'in karakteristik takımlarından biriydi. Güçlü bir ezeli rakibi olmamasına rağmen her dönem kendisini izlettirme potansiyeline sahip bir takımdı. Son hamle olarak Galatasaray'ın yaptığı gibi efsane oyuncularına sarıldılar ama fayda etmedi.

Torino'nun ise küme düşmesi yakın geçmişten daha tanıdık bir olay. Fakat Serie A tarihindeki başarılarına ve Juventus'la olan rekabetlerine bakıldığında kaybın hafife alınır boyutlarda olmadığı görülebilir. Neyse ki düşüşüne üzüldüğümüz ayrı bir İtalyan efsanesi olan Parma'nın bu sene Serie A'ya çıkması durumu telafi etmeye yeterli gibi görünüyor. Fransa'da ise son haftaya düşme potasında giren St Etienne'in en büyük şansı, rakibi Caen'ın son maçının Bordeaux'nun şampiyonluk maçı olmasıydı. St Etienne de işi sağlama alıp Valenciennes'i 4'ledirler ve ligde kaldılar.

Düşen kültleri bir yana bırakırsak bir de Middlesbrough ve Real Betis'in durumuna değinmek gerek. Tuncay'ın bayrak oyuncu olduğu sezonun ikinci yarısında az çok belli etmişti akıbetini Middlesbrough. Bu nedenle düşüşleri pek sürpriz olmadı. Ama Betis için durum aynı değil. Betis'in talihsizliği, ligde şampiyonun erken belli olmasıydı biraz. Betis'in düşmesi için rakibi Ossasuna'nın son 2 haftada biri deplasmanda olmak üzere Barcelona ve Real Madrid'i yenmesi gerekiyordu, yendi de. Betis son şansı, son maçta evinde Valladolid'i yenmesiydi, o da olmadı. Şimdi takım ekseninden çıkıp duruma bizden gidenler açısından bakacak olursak yaşadıkları dramı neye bağlayabiliriz? Düşmelerinin nedenini milyonlarca Fenerbahçelinin ahını almalarına mı yoksa attan inip eşeğe binmelerine mi bağlıyorlardır? Tuncay yaşının da etkisiyle belli bir piyasa yapmıştır ve ortalama bir yol bulacaktır muhtemelen. Ama Aurelio ikinci ihtimal üstüne yoğunlaşmıştır ve Bayram Tutumlu'dan durumu kurtarmasını beklemektedir...

1 yorum:

Sade dedi ki...

Açıkçası N.United çok sevmeme rağmen düşmelerine sevindim. Zira Bay Gol'ün de dediği gibi kadro kalbur üstü, para da yeterli ama hep bir gariplik içindeydiler. Belki yeniden yapılanma için şuan için baskısız bir ortamda daha rahat hareket edebilirler ve yapılması gerekenleri daha çabuk hayata geçirebilirler. Middlesbrough'da esasında benzer bir durumdaydı. Onlar içinde belki böylesi daha iyi olacak.

St. Etienne ise yıllardır hep o eski günlerine dönecek diyerek takip ettiğim ve hep kalbimde olan bir takım ama ne hikmetse bir türlü üst sıralarda üst üste sezonlarda tutunma başarısı gösteremedikleri gibi küme düşme potasından da sıyrılıp orta halli, rahat takım hüviyetinede kavuşamıyorlar. Ha gayret diyorum!

Real Betis'in düşmeside Mehmet A. şassızlığıdır. Ah alma düşersin:D şaka bir yana Betis'te yine diğer yukarıdaki takımların kaderini paylaştı.

Ama bu sene bizim gurbetçilerin oynadıkları takımlarında düşmesi yada düşme ihtimali olan takımlarda oynuyor olduklarını bastıra bastıra bold karekterlerle anlaşılması ve sanırım kendi futbol kalitemizi de sorgulamamıza da kullanılabilecek bir ipuçu olabilir.

* Tuncay'ı everton'da görmek isterim ben şahsen. Birbirlerine tuncayın mücadeleciliği ve everton'un takım mantelitesinin uyum sağlayacaklarını düşünüyorum.

* Mehmet A. ise sanırım orda kalacak bir sezon Necati de kalırsa karşılıklı oynarlar artık:D