Bulgaristan maçı öncesi Maradona'nın doping kullandığı ortaya çıkınca Arjantin'de moraller alt-üst olmuştu. Bu moral bozukluğu ile çıktıları Bulgaristan maçını kaybetmişlerdi. Neyse ki gruplarında Yunanistan gibi bir averaj takımı bulunuyordu ve 3. olmalarına rağmen, en iyi 3. sıralamasında ilk sırada yer alıyorlardı. Çıktıkları ikinci turda rakip Romanya idi. Romanya yıllardan beri beraber oynayan jenerasyonun en olgun çağındaydı. Romanya turnuvaya da iyi başlamış ve grubunu lider bitirmişti. 3 temmuz 1994 günü Los Angles'ın Rose Bowl Stadını yaklaşık 91000 kişi bu maç için doldurdu. Şiir gibi top oynayan Romanya'nın ilk dizelerini İlie Dimitrescu yazdı. Hagi'ye nazire yaparcasına attığı free-kick golü ile takımını öne geçirirken, Arjantin Batistuta'nın penaltısı ile beraberliği yakaladı. Ardından Hagi 2. dörtlüğü yazmaya koyuldu ve Dimitrescu'ya çıkardığı ara pas ile Romanya 2-1 öne geçti. İkinci yarıda Romanya, rakibinden kaptığı toplarla Arjantin kalesine yüklendi. Bu sefer de Dimitrescu Hagi'ye mükemmel bir top çıkardı ve skor 3-1 oldu. Kalan dakikalarda Arjantin Balbo ile skoru 3-2 ye getirdiyse de Romanya'nın resitalini gölgelemeye yetmedi.
9. Arjantin 2-2(4-3) İngiltere (1998 - İkinci Tur)
İngiltere yeni nesil 2 yıldızı, Beckham ve Owen ile bu maça damga vurdu. İki takım 1986'da ki o meşhur maçtan beri ilk defa karşılaşıyordu. Arjantin, Jamaika ve Japonya gibi iki çelimsiz rakibinin bulunduğu gruptan hiç zorlanmadan 9 puan ile ayrılmıştı. İngiltere ise Tunus ve Kolombiya'yı yenmiş, Romanya'ya da son dakikada yediği golle 2-1 yenilmiş ve topladığı 6 puan ile 2. olmutu. Romanya'ya yenilmenin bedeli Arjantin ile henüz 2. turda karşılaşmaktı. Arjantin maça hızlı başladı ve 6. dakikada Batistuta'nın penaltısı ile öne geçti. 5 dakika sonra Arjantin ceza sahasında Owen yerde kalınca hakem Kim Milton Nielsen penaltıyı verdi (ki alakası yok). Shearer durumu 1-1'e getirti. Sonrasında orta sahada topla buluşan 19'luk Owen süratli bir şekilde topu sürerek ceza sahasına girdi ve enfes bir vuruş ile İngiltere'yi 2-1 öne geçirdi. Arjantin son dakikalarda kazandığı serbest vuruşu, çalışılmış bir organizasyon ile Zanetti'nin ayağından gelen golle devreyi 2-2 kapamayı başardı. İkinci yarının hemen başında Beckham uzun yıllar tartışılacak bir pozisyonda kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. 10 kişilik İngiltere, uzatmalar dahil 75 dakika Arjantin'den gol yememeyi başarınca sonucu tayin etmek penaltılara kaldı. Penaltılarda gülen taraf Arjantin'di.
8. Brezilya 1-2 Uruguay (1950 - Final)
Bu Dünya Kupasında eleme usulu maçlar oynanmadı. 2 turlu lig usulu oynandı. İlk turda 4 grubun lideri ikinci bir grup oluşturdu ve son maça gelindiğinde Brezilya 4, Uruguay 3 puandaydı. Brezilya berabere kaldığı takdirde Dünya kupasını kaldıracaktı. Maracana'da Fifa kayıtlarına göre 175000, Brezilyalılar'a göre 200000 taraftar vardı. Brezilya evinde düzenlenen Dünya kupası için kendinden emindi. Golcü bir takımdı ve bu maçtan önce grupta oynadığı İsveç maçını 7-1, İspanya maçını 6-1 kazanmıştı. Uruguay ise İspanya ile 2-2 berabere kalmış, İsveç'i de 3-2 yanmişti. Maçın ilk yarısı golsüz sonuçlandı. İkinci yarıda Brezilya Friaça ile öne geçti. Taraftarlar mutluydu ve Brezilya Dünya şampiyonluğuna doğru gidiyordu. 66. dakikada Uruguay'ın ünü ülke sınırlarını aşan futbolcusu Schiaffino durumu eşitledi. Brezilya'ya bu skorda yetiyordu ama 79. dakikada Ghiggia Uruguay'ın 2. golünü attı ve maç bu skorla bitti. 175000 taraftar şok olmuş, 3 kişi kalp krizi geçirmişti. Bazıları ağlıyordu. Bir çocuk babasını ağlarken gördü. Yanına gitti ve o dünya kupasını kazanacağına dair babasına söz verdi. O çocuk Pele'ydi ve verdiği sözü 8 sene sonra tutacaktı.
7. Brezilya 4-1 İtalya (1970 - Final)
1970 Meksika Dünya Kupası Final maçı için 2 ekip Mexico City'deki Azteca stadını dolduran 107000 seyirci karşısına çıktı. Brezilya tarihinin en iyi kadrolarından birine sahipti (Pele, Carlos Alberto, Jairzinho, Gerson, Tostao, Rivelinho) ve grup maçlarında Romanya, İngiltere ve Çekoslovakya'yı, çeyrek finalde Peru'yu, yarı finalde de Uruguay'ı yenerek firesiz finale gelmişti. İtalya ise her zamanki gibi gruplarda ite kaka ilerlemiş (2 beraberlik, 1 galibiyet), çeyrek finalde ev sahibi Meksika'yı, yarı finalde de efsane olacak Batı Almanya galibiyeti ile finale gelmişti. Pele ve arkadaşları catenaccio'yu kırma peşindeydi ve Pele ile de öne geçerek kilidi açtılar. Boninsegna fazlasıyla laubali Brezilya defansına cezayı kesti ve kilidi tekrar kapadı. İkinci yarıda Brezilya bir hayli uğraştıktan sonra Gerson ile kilidi tekrar açtı. Ardından Jairzinho kilidi kırarak İtalya'yı yere serdi. Son darbeyi ise tüm zamanların en iyi gollerden biri olarak gösterilen Carlos Alberto'nun sağ çaprazdan gönderdiği füze ile vurdu.
6. İngiltere 4-2 Batı Almanya (1966 - Final)
İngilizler'in ilk ve tek dünya kupasını aldıkları bu final çok tartışıldı ve hala tartışılan bir final. 30 Temmuz günü Wembley stadyumunu yaklaşık 93000 futbol sever doldurmuştu. Tribünde kraliçe Elizabeth bile hazırdı. İngilizler'de bugün bir çoğu efsane sayılan ve bazılarının Sir ünvanı aldığı Banks, Wilson, Moore, Charlton, Hurst, Hunt gibi isimler bulunurken, Almanlar'da Beckenbauer, Schulz, Seeler, Overath bulunuyordu. Keza teknik direktörler de bugün bir efsane. İngiltere'yi Alf Ramsey, Batı Almanya'yı Helmut Schoen yönetiyordu. Almanlar'ın golü ile başladı maç. Almanlar'a cevabı Geoff Hurst verdi. Ardından Peters İngilizler adına skoru 2-1'e getirdi. Maçtan kopmayan Almanlar 89. dakikada Weber ile beraberliği sağladı. Uzatmalara giden maçta İngiltere'nin ilk ve şu ana kadar ki tek kupasını almalarını sağlayan gol geldi. 101. dakikada Hurst'un şutu üst direğe çarptıktan sonra yere düştü ve bir feryat ile İngilizler hakemin etrafını çevirdi. İsviçreli hakem Dienst, SSCB'li yardımcı -aslen Azeri- Tofik Bakhramov'un yanına gitti ve golü verdi. Hurst 120. dakikada bir gol daha atınca maçı İngiltere 4-2 kazandı ve Dünya Şampiyonu oldu.
5. İtalya 4-3 Batı Almanya (1970 - Yarı Final)
1966 Dünya Kupasını finalde son derece haksız bir şekilde kaybeden Almanlar 1970'de kupaya uzanmak istiyorlardı. O dönemde Federal Almanya kadrosunda Maier, Beckenbauer, Vogts, Uwe Seeler, Overath, Müller, Grabowski gibi yıldızlar bulunuyordu. İtalyanlar ise catenaccioları ile buralara kadar gelmişlerdi. Almanlar maçın başında İtalyanlar'a vermemeleri gereken kozu vermiş ve 8. dakikada Boninsegna'nın golüne engel olamamışlardı. Bu dakikadan sonrası 80 dakika catenaccio. Almanlar bütün maç atak oynadılar, çok efor sarfettiler ama golü bulmakta başarılı olamadılar. Dakikalar 90'ı gösterdiğinde Schnellinger skoru eşitlediğinde efsane olacak maç yeşermeye başlamıştı. Uzatma dakikalarında önce İtalyanlar hata yaptı, Müller de fırsatçılığını göstererek Almanlar'ı öne geçirdi. Ardından, bu sefer Almanlar hata yaptı ve Burgnich İtalyanlar'a beraberliği getirdi. İlk uzatma devresinin son dakikalarına girilirken Riva skoru 3-2 ye getirdi. Artık iki takım da çok yorgundu ve çok hatalar yapıyordu. Kademe anlayışı, yardımlaşma, pozisyon vermeme gibi kavramlar bu maç için artık bitmişti. İkinci uzatma devresinde Almanlar gol için bastırıyorlardı ve bir korner atışında Müller yine fırsatçılığını göstererek takımının beraberlik golünü atıyordu. Bu golün santrası yapılır yapılmaz İtalyanlar hücumdan boş dönmedi ve Rivera 4. golü atarak takımını finale çıkardı.
4. Fransa 1-1(4-3) Brezilya (1986 - Çeyrek Final)
Tele Santana'nın Brezilya'sı, Euro 84 şampiyonu Platini'li Fransa karşısındaydı. Fransa gruplarda iyi iş çıkarmış, ikinci turda da İtalya'yı 2-0 ile geçip çeyrek finale gelmişti. Brezilya ise grup maçlarında çok iyi bir performans sergilemiş, 2. turda da Polonya'yı rahat geçmiş ve hiç gol yemeden 9 gol atarak buraya gelmişti. Guadalajara'da öğle vakti, tam 12:00'de, 65000 seyirci önünde maç başladı. Her seferinde şiir demek istemiyorum ama kafiye üstüne kafiye uydurarak muhteşem bir gol ile Brezilya açılışı yapıyordu. 40. dakikada Platini eşitliği sağlıyor ve ilk yarı 1-1 bitiyordu. Brezilya'nın futbolunda bozulan kafiyesini düzeltecek biri lazımdı ve O, yani Zico 71. dakikada Tele Santana'nın insafına gelip oyuna girmişti artık. Zico'nun oyuna girer girmez ceza sahasına öyle bir pas attı ki Fransızlar ancak faul ile atağı sonlandırabildiler. Kazanılan penaltının başında Zico vardı ama şutunu kaleci Bats çıkardı. Normal süre ve uzatmalar 1-1 sona erdi. Seri penaltı atışlarına geçildi ve bu sefer Socrates kaçırdı. Socrates kaçırınca Platini durur mu? O da bir penaltı kaçırdı. Son penaltı vuruşlarında Julio Cesar kaçırıp, Luis Fernandez golü atınca Fransa yarı finale yükseldi.
3. Batı Almanya 3-2 Macaristan (1954 - Final)
Dünya Kupaları tarihinin en gollü turnuvası İsviçre'de düzenlenen 1954 Dünya Kupasıdır. Bu kupada maç başına 5,38'lik bir gol ortalaması mevcuttur. Macaristan ve Batı Almanya finalden önce grup karşılaşmalarında da karşı karşıya geldiler ve o maçı Macarlar 8-3 kazandı. O dönem Macaristan dünyanın en iyi takımı kabul ediliyordu ve turnuvanın da mutlak favorisiydi. Kadrosunda bugün bile saygı ile anılan başta Puskas olmak üzere, Kocsis, Bozsik, Czibor gibi yıldızlar bulunuyordu. Macaristan finale gelene kadar tam 25 gol göndermişti rakip ağlara. Bern'de yaklaşık 60.000 kişi karşısında hakem düdüğü çalar çalmaz Macarlar Almanlar'ı ezmeye başlamıştı. 6. dakikada Puskas, 8. dakikada Czibor Macaristan'ı 2-0 öne geçirdi. Herkes ilk maçtaki gibi Macarlar'ın eze eze bir galibiyet alacağına emindi artık. 10. dakikada Morlock skoru 2-1'e getirerek Almanlar'ı umutlandırdı. Ardından 18. dakikada Helmut Rahn durumu 2-2 ye getiren golü attı. Sonrasında Macarların baskılı oyununa direnen Alman defansı ve kaleci Turek'in destanı vardı. 84. dakikada Rahn bir gol daha atarak, Almanlar'a sadece 1 maç, 1 kupa kazandırmıyordu. Günümüze kadar gelecek Alman felsefesinin temellerini Bern'de atılıyordu. Bu galibiyet savaştan mağlup ayrılmış Almanlar için çok büyük bir olaydı. Öyle ki Macaristan 32 maçtır kimseye yenilmemişti (Bu rekor geçen sene İspanya tarafından kırıldı). Ayrıca Macarlar 1950 ile 1956 yılları arasında sadece 1 mağlubiyet aldılar ve o mağlubiyet de bu maçtaydı (1956'da 2. mağlubiyetini de Türkiye'den aldı). Almanlar bu maçı hala unutamaz . Çektikleri Das Wunder von Bern (Bern Mucizesi) filmi de bu maçın ve kupanın konusu olmuştur.
2. Almanya 3-3(5-4) Fransa (1982 - Yarı Final)
Birinin teknik direktörü Hidalgo, diğerinin Derwall. Birinde Platini, Genghini, Giresse, Tigana, Six, diğerinde Schumacher, Briegel, Breitner, Littbarski, Magath ve yedekte Rummenigge! Aslında Batı Almanya damgalıdır bu turnuvada. Son grup maçlarında Almanya'nın Avusturya'yı 1-0 yenmesi durumunda her 2 takımda tur atlıyor, 1-0 dışındaki tüm skorlar Cezayir'in tur atlamasını sağlıyordu. Sonuçta Almanya 10. dakikada 1-0 öne geçti ve kalan dakikalar İspanyollar'ın ıslıklarıyla golsüz sona erdi. Fransa ise zorla çıktığı 1. tur grup maçlarından sonra 2. tur grup maçlarında da Avusturya ve Kuzey İrlanda'yı yenerek yarı finale çıktı. Sevilla'nın Ramon Sanchez Pizjuan stadyumunda oynanan maçta ilk golü 17. dakikada Littbarski attı. Ardından Platini penaltıdan attığı gol ile durumu eşitledi. İkinci yarının ortalarında bir Fransa atağında gönderilen uzun topa koşan Battiston'du. Battiston kalesinden bir hışımla çıkan Schumacher'den önce topa yetişti ve şutunu kaleye yolladı. Hızını kontrol edemeyen Schumacher Battiston'a öyle sert girdi ki Battiston'un dişleri kırıldı, hastanelik oldu. Maç uzatmalara gitti. Uzatmalarda öne geçen takım Fransa'ydı. 92'de Tresor, 98'de Giresse skoru 3-1 yapmıştı. Batı Almanya bildiğimiz oyununu oynayarak maçtan düşmedi ve oyuna sonradan giren Rummenigge uzatmaların ilk devresinin 3-2 bitmesini sağladı. İkinci uzatma devresinde Rummenigge tekrar sahneye çıktı ve maç 3-3 bitti. Penaltılar da büyük bir heyecana sahne oldu. Almanlar Stielike ile penaltı kaçırırken, Schumacher Rocheteau ve Bossis'in penaltılarını kurtararak yıldızlaştı. Fransız medyasında o dönem yapılan anketlerde Mussolini ve Hitler'den daha fazla nefret edilen kişi seçiliyordu.
1- İtalya 3-1 Brezilya (1982 - 2. tur Grup Maçı)
1982 Dünya kupasında 2 gruplu maçlar oynanıyordu. İlk tur gruplarında ilk 2 ye giren takımlar, 2. tur gruplarında tekrar 3 lü bir grup oluşturuyor ve lider olan yarı finale çıkıyordu. İtalya ve Arjantin ilk tur gruplarında 2. olmuştu ve 2. turda aynı gruba düştüler. Yanlarına da ilk tur grubunu lider bitiren Brezilya düştü. Anlayacağınız tam bir ölüm grubu. Ölüm grubunun ilk maçı Arjantin ile İtalya arasında oynandı ve İtalya 2-1 kazandı. İkinci maç Arjantin ile Brezilya arasında oynandı ve bu maçı da Brezilya 3-1 kazandı. Başlıkta bahsini ettiğimiz grubun son maçında İtalya ve Brezilya Barcelona'da, Sarrita Stadyumu'nda 44000 seyircinin karşısına çıktı. Brezilya averaj olarak üstündü ve beraberlik Brezilya'yı lider yapıyordu. Kupanın favorisi Brezilya'da Socrates, Zico, Eder, Falcao gibi oyuncular bulunurken, İtalya'da Zoff, Scirea, Gentile, Tardelli, Rossi gibi isimler bulunuyordu. Rossi bu maça kadar Güiza kılığında dolaşmış ve tek bir gol dahi atamamıştı. Maça İtalyanlar iyi başlamıştı ve Rossi 5. dakikada siftahı yapmıştı. Socrates klasik Brezilya akınında skoru eşitledi. Lakin Brezilya'nın kevgir savunması hata yapar ve Rossi İtalya adına skoru 2-1'e getirir. İkinci yarıda Brezilya baskındır. Göbekten delmeye çalıştığı İtalya'ya, gerek Zoff'un başarısı, gerek Serginho'nun beceriksizliği ile gol atmayı geç başarmıştır. 68. dakikada Falcao ceza sahası dışından Zoff'u avlamayı başardı. Fakat Brezilya'nın beraberlik sevinci kısa sürdü. 75. dakikada bir korner atışında Rossi'yi unuttular ve Rossi faturayı kesti. Bu dakikadan sonra Brezilya tüm uğraşlarına rağmen catenaccio yu delemedi ve İtalya yarı finale adını yazdırdı.
7 yorum:
8. maddede skor hatalı yazılmış.
Onun dışında, hoş bir yazı. Ellerine sağlık.
@erdeniz diril
görüyorsun ben bile 1950 den beri uruguay nasıl kazandı inanamıyorum :) söylemesen farketmezdik, sağol.
Eleştirmek için söylemiyorum ama Belçika'nın 1986'da SSCB'yi 4-3 yendiği maçın kesinlikle bu listede yer alması gerekirdi.
@koala
listeyi oluştururken yaklaşık 20 maçı oylamaya soktum. benim paşa gönül kriterlerimin olduğu kadar, çevreden, internetten aldığım puanlarla oluşturmaya çalıştım listeyi. belçika-sscb maçı da 20 maçlık listenin içinde vardı. sonucunda böyle bir liste çıktı. birisi de çıkıp 1974 finali olmalıydı diyebilir. saygı duyarım düşüncelerinize.
cidden 1974 finali neden yok?
78 finali de olabilirdi meselâ. Rensenbrink'in son anda direkten dönen topu, Kepmes'in performansı falan filan...
Sonuçta listedir, objektif olması gerekmez. :) Eline sağlık. Güzel bir seçki.
86 Meksika Arjantin- İngilterede kesinlikle olmalıydı =) yinede güzel liste eline saglık
Yorum Gönder