Golle başladı Milan. Henüz ilk dakika dolmamıştı ki "iki sprinter forvet ile nasıl olacak bu işler" demeye kalmadan Robinho aradan fırlayıp pozisyona girdi, seken topu da arkasından fırlayan Pato ağlara gönderdi. Böylelikle maçın başında handikap gibi gözüken ikili, artık ideal ikili oldu. Milan'da ilk golün gazı, Inter'de erkenden geriye düşmenin moral bozukluğu ile geçti 15 dakika. Bu süre zarfında kırmızılar ikinciye yapıştırabilirdi. Keza bir de penaltı es geçildi. Yavaş yavaş toparlanan Inter, Pazzini ve Eto'o ile pozisyonlar bulurken Milan, defansta sağlam durup Pato ve Robinho ikilisini kaçırmaya baktı. Başarılı da oldular. Orta sahayı çabuk geçiyorlar ama iki sprinter oyuncunun vurdumduymazlıkları nedeniyle farkı açamıyorlardı.
Devre arasında Allegri takımını daha fazla motive etmişti. Şu da bir gerçek ki, eğer Inter'e karşı ikinci golü atamazsanız onlar topu ileriye her taşıdıklarında başta Sneijder olmak üzere Eto'o, Pazzini, Pandev gibi isimleriyle durağan futbolda gol bulması çok yüksektir. 54'te Boateng yine defansın arkasına Pato'yu kaçırdığında Chivu, Inter'in fişini çekti. Evet kırmızı kartı Romen oyuncu gördü ama suçun büyüğü Ranocchia'da idi. Genç oyuncu bugün sık sık aksadı. Inter'in stoper ikilisi inanılmaz uyumsuz bir görüntü sergiledi. Lucio'nun olmadığı hat çöktü desek yanıltmayız. Kırmızı karttan sonra Pato'nun golü erken gelince maç artık çereze döndü. Cassano penaltıyı yaptırdı, golünü attı, formasını çıkardı. Arıza adamın hali başka tabi. Golle sarı kart gören haşarı çocuk, Ivan Cordoba'ya gereksiz dalınca ikinci sarıyı gördü ve oyundan atıldı. Kahraman olmak için daha mantıklı sebeplerle atılmakta fayda var. Yine de severiz kendisini. Maçın yıldızı Pato'ydu. Yıllarca attığı gollerden sonra elleriyle kalp yaparak sevinmesi ne kadar gına getirdiyse, ayrıldıktan sonra performansını arttıran diğer manitaya da buradan selam çakalım. Maçın kötüsü ise tartışmasız Ranocchia. Ne desem az.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder