20 Ağustos 2010 Cuma

PAOK vs Fenerbahçe


Antalyaspor maçındaki harika futbol bu maç için fazlasıyla umut vermişti. Tabi ki Antalyaspor çok zayıflamış ve mücadele bakımından Fenerbahçe'den de çok eksikti. Lakin futbolcuların yapabileceklerini hatırlaması ve morale ihtiyacı vardı. Bu bakımdan önemliydi farklı galibiyet.

PAOK'un daha mücadeleci bir takım olduğu aşikar. Yunanistan milli takımından izler taşıyor bu bakımdan. Her iki takım orta sahası da mücadeleyi üst düzey sürdürmeyi amaçladı. Seyirci desteğini de arkasına alan PAOK daha baskın bir görüntü sergiledi. Fenerbahçe'nin ise sıkıştığı anlarda dahi dan dun oynamayı düşünmemesi, defanstan her topu pas ile çıkarmaya çalışması beni memnun etti. Bu konuda başarıdan çok düşünce beni ilgilendiriyor. Emre Belözoğlu sahada olsaydı daha etkili bir futbol oynayacağımız çok açık. Emre'nin görevini üstlenen bir Selçuk vardı bugün. Selçuk hepimizin çok tartıştığı bir isim. Lakin forma giydiği her zaman sorumluluk alan bir oyuncu. Zaten aldığı bu sorumluluğu tam anlamıyla yerine getiremediği için eleştiriliyor. Ekürisi Cristian ise Maldonado dan hallice bir oyuncu malesef. Hücum organizasyonlarında sadece uzaktan şut denemeyi düşünen bir yapısı var. Bugün ekstra olarak 2-3 tane dikine pas da attı. Bunlar yeterli değil. Daha kalifiye bir isim bulmak zorundayız buraya.

Gole kadar maçı başa baş götürmeye çalıştık. Golden sonra PAOK 1-2 pozisyon daha buldu ki bunlardan bir tanesini inanılmaz bir özveri ile Gökhan Gönül çıkarmayı başardı. Formasının hakkını sonuna kadar veren, sağ çizgiyi 70 metre kullanmaya çalışan ve sonuna kadar alkışı hak eden oyuncuların en başında yazılmalı Gökhan Gönül. Bunun dışında PAOK mücadele olarak bizden üstündü. Orta sahada biz sadece dengelemeye çalıştık ama hücumda bunu da yapamadık. Özellikle Alex ve Semih çok etkisiz kaldı.


İkinci yarıya Fenerbahçe Niang-Semih değişikliği ile başladı. Niang 5 dakika içinde kalitesini zaten belli etti. Fenerbahçe hücumda kaybettiği mücadeleyi sağlayınca ayağında da top tutmaya, rakibini rahatsız etmeye ve faul kazanmaya başladı. Nitekim rakip kırmızı kartı da bu sayede gördü. PAOK'un 10 kişi kalması defansa gömülmelerini sağladı. Doğal olarak Fenerbahçe daha fazla topla oynamaya başladı ama yaratıcılıktan uzaktı. Tek paslı, kısa verkaçlar bu oyunu açardı ama gerilerden gelen Selçuk da tüm iyi niyetine rağmen başarısızdı. Cristian'a hiç değinmiyorum zaten. Yapılan Özer değişikliği isabetli bir değişiklikti ama ben Selçuk-Cristian ikilisinden birisinin çıkmasını beklerdim. Sanırım Aykut Kocaman defansı eksiltmek istemedi. Ayrıca Caner de oyundan düşmüştü. Özer zaten içeriye girecekti ama Gökhan Gönül'ün sağda yaptıklarını Andre Santos malesef yapamıyor. İnanıyorum ki Aykut Kocaman Andre Santos'u bu rahat tavırlarından vazgeçirecektir. Son dakikalara girilirken Gökhan Ünal oyuna girdi ve Selçuk çıktı. Pek etkisi olduğunu söyleyemem. Hatta bu yüzden ciddi bir pozisyon da yedik. Lakin hemen arkasından bulduğumuz pozisyonda da hücumda kalabalık olmamızın artısını yaşadık.

Özetle; Fenerbahçe istediği futbolun üstüne 1 tuğla daha koydu. Umutlu bir futbol ve skor ile ülkeye dönüyoruz. Niang bu takımda fark yaratacak oyuncu. Bunun üstüne artık transfer mi olur, yoksa Mehmet Topuz mu kullanılır bilmem ama Emre'nin yanına bir isim şart. İlhan da defansta kritik hatalar yapıyor. Andre Santos'un bir an önce forma sokulması gerek. Caner için şu an birşey söylemiyorum. Çünkü gelişebileceğine inanıyorum. Stoch'lu, Emre'li Fenerbahçe bu turu geçer.


Hiç yorum yok: