Geçenlerde yazdığı bir yazısında 30 yaşının üstünde amatör takımda futbol oynamak isteyen kişilerin sorunlarını yazıya döktü. TFF bu konuda iyileştirmeye gitmiş ama ne iyileştirme! Efkan Bucak'ın yazısını buradan okuyabilirsiniz.
Sanırım blogu okuyan bir çok kişi az çok bir amatör küme takımında lisanslı olarak oynamıştır. Oynamayanlarda en azından az çok amatör küme takımlarının hangi şartlar altında, nasıl çalıştıklarını bilir. Oturduğum muhitte de bir çok amatör takım bulunuyor. Bunlardan 2 tanesi de zamanında 1. ligde top oynamış, Türk futboluna saygın isimler yetiştirmiş kulüpler. Onlar şu anda bulundukları kümeyi kendilerine yakıştıramayan ve 3. lige çıkmak için canla başla çırpınan takımlar. Ama bir tanesi de var ki (bu benim de formasını terlettiğim kulüp) bu işi sağlıklı yaşam adına sürdüren, mahallenin çocukları kötü alışkanlıklar kazanmasın isteyen bir kulüp. Tabi buralarda yetişen her çocuk büyüdüğünde topluma faydalı birer birey olarak yetişmiyor. Bazısı yine ipini koparıyor, bazısı okuluna çok daha fazla ağırlık vermek zorunda kalıyor, bazısı da daha ileri gidemediğinden sevdiği sporu yapmaya devam ediyor. TFF kanunları çerçevesinde 30 yaş üstü bir çok futbol sevdalısı kramponlarını asmak zorunda. Bu işten para kazanan kişileri geçtim, para kazanamayan ama sevdiği sporu yapan kişilerde bırakmak zorunda. Ve TFF yeni kuralları çerçevesinde bu kişilere sevdiğiniz sporu yapmayın, eğer çok seviyorsanız gidin halı sahada goygoy yapın diyor. Artık 40 yaşında Mimarsinanspor A takım kalesini koruyan Fevzi abinin, yine Mimarsinan'da 14-16 yaş kategorisinde oynayan oğlu babasını izleyemiyor.
Ben bunun aksine 30 yaş üstü futbolcuların futbol oynamaya devam etmelerine teşvik edilmesi kanısındayım. Sporda şiddeti önlenmesi de ''lütfen'' reklamları veya caydırıcı cezalardan daha önemlisi bilinçli, futbol sevgisi aşılanmış spor severlerin elinde. Düşünün lütfen, işten çıkınca evde 3'lü koltuğa uzanıp tv karşısında pinekleyen adam ile antremana giden adam bir mi? Haftasonunu karpuzu kucaklayıp piknik yapmaya giden adam ile toprak sahada takımının sağ kulvarını kullanan adam bir mi? TV karşısında pinekleyen veya ailesi ile piknik yapan adamı yermek değil amacım. Herkesin zevk aldığı şeyler farklıdır ama futbolu bu kadar çok sevdiğini iddia eden ülkemde neden sporda şiddet yaşanıyor bir düşünün. Spor sevgisi oluşmamış ve deşarj olmaya tribüne giden adamlar değil mi şiddeti körükleyen isimler. Kaldı ki kuralına ve disiplinine bağlı olarak futbol oynayan kişiler ile hayatında halı sahanın ötesine gidememiş, yani futbol oynamamış kişilerin futbolu yorumlama farkını da görebilirsiniz. Kendinizi sorgulamayın, köşedeki kahvehaneye gidin yeter.
Yazıyı fazla uzatmanın mantığı yok. Kısaca özetlemem gerekirse; Malesef ülkem empati kurmayı beceremeyen, her yeni projeye para kazanma ve maddiyat ile yaklaşan yöneticiler yığınıyla yönetiliyor. Kafa olarak sağlıklı bireyler yetiştiremediğimiz takdirde zaten gençlerimizin önü hep kapanacaktır. Amerikan filmlerindeki gibi sadece babalar çocuklarının maçlarını izlemeye gideceklerine, çacuklar da gelsin babasını izlesin. Sonuçta baba etkili bir rol modeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder