16 Aralık 2009 Çarşamba

Roberto Carlos'a Veda


Roberto Carlos hakkında uzun zamandır bir şeyler karalamak istiyordum. Kısmet 1 gün sonra çıkacağı son maçın arifesiymiş. İlk flört günlerine dönersek düşüncelerim gelmemesi yönündeydi. Ümit Özat'tan pek memnun olmayan bir kişi olarak, Avrupa'nın üst düzey futbol oynanan liglerin sıradan bir takımından gelecek orta yaşlı bir sol bek beni fazlasıyla memnun ederdi. R.Carlos'un yaşı itibariyle takım futboluna verecekleri kısıtlıydı zira. Ben bir futbol takımında yıldızların hakimiyetinden çok, takım oyunun güzelliğinden hoşlanan birisiyim. Tabi Aziz Yıldırım bunun tam tersi düşüncede bir başkan. Daima medyayı ve tribünleri gereğinden fazla heyecanladıracak şatafatlı bir isim peşinde. Roberto Carlos bitmiş bir oyuncudur, verilen paralara yazık demiyorum ama verebilecekleri kısıtlıydı.

R.Carlos tahmin edildiği gibi büyük bir gösteriş ile Şükrü Saraçoğlu çimlerine ayak bastı. Binlerce, onbinlerce forma imzaladı. Tüm bu mutluluk dünyanın gelmiş geçmiş en iyi, en sempatik ve mütevazi sol beki içindi. Bugün gazetelere bakıyoruz defansa gelmiyor, kademeye girmiyor, çok yaşlı klişeleri ile dolu. Ne oldu Roberto Carlos sevgimize. Biz değilmiydik onu Winning Eleven da hızlı olduğu için santrafor oynatan. Nankör işte bu futbol. En azından bizim ülkemizde çok nankör.

İlk geldiği sezon hala dünyanın en iyi sol beklerinden biriydi R. Carlos. Sahada da bunu görüyorduk. Her ne kadar Şampiyonlar Liginde verdiğimiz bir çok pozisyonda ve Edu'nun büyük sıkıntı yaşamasında temel etken R.Carlos olsa da sahada bir kimlik kazanmamızda en etkili isimdi. Chelsea maçlarında oynamış olsaydı, belki de Chelsea'yi eleyeceğimizi hala düşünürüm. Ama işe o sakatlık çok ciddi bir sakatlıktı. Yaşlı bir futbolcu aldığınızda bunu öngörmelisiniz. Belli bir yaşa gelmiş bir futbolcu sakatlandıktan sonra asla eski performansını veremez. Takip eden Aragones sezonu ve içinde bulunduğumuz Daum sezonu hep tartışılan bir isim olarak yer işgal etti medyada.

Velhasılı kelam R. Carlos'un verecekleri İstanbul'da ki Sevilla maçının 68. dakikasında bitmişti aslında. Saha içinde daha fazlasını beklemek hata olurdu. Benim kanaatimce bu sezonun başında gönderilmeliydi. Belki R.Carlos da gitmek istedi ama Daum onun kalmasını istiyordu. Kendine göre haklı sebepleri vardır ona birşey diyemem ama şu an bizim yapmamız gereken R.Carlos'u en iyi şekilde uğurlamaktır. Asla unutmayın Roberto Carlos olacak denilen Mahmut Hanefi'nin gönderilip gerçek Roberto Carlos'un bu ülkeye getirildiğini. Asla unutmayın 1 maçta Roberto Carlos'un hem devre arasında hem maç sonunda rakip ile formasını değiştirdiğini. Eminim hala forma değiştirmek istediği için Roberto Carlos'un gitmesini isteyenmeyen bir sürü futbolcu vardır. Roberto Carlos 101. yılın en güzel süpriziydi.

Hiç yorum yok: