1 Ocak 2011 Cumartesi
2010'un kazananları
Keşke Kazım Kanat üstad yaşasaydı da karizması olmayan, hacı kıyafetleri ile Dünya Kupasına katılan Şenol Güneş'in nasıl başarılı olduğunu görseydi. Güney Kore çok şey katmış Şenol hocaya. Damarlarında asi Karadeniz kanı dolaşsa da o bunu pozitif kullanmayı çok iyi başarıyor. İnatçı ama uysal, heyecanlı ama mantıklı. Keşke Aykut Kocaman ile Şenol Güneş o son polemiği yaşamasalardı... Ertuğrul Sağlam ile ilgili aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Kötü teknik direktör diyemem elbette ama zamana ihtiyacı var. Daha fazla görmüş geçirmiş olması gerekiyor. Yılın bir diğer kazananı Bursaspor herşeyin en doğrusunu yaptı. Hatta o kadar güzel doğrular yaptılar ve rakipleri o kadar saçma yanlışlar yaptılar ki erken şampiyon oldular.. Türkiye'de 2010'un en büyük kazanları Bursaspor ve Şenol Güneş'ti.
Cruyff'un Barcelona'ya attığı temeller artık sadece Katalanlar'ı değil, İspanyollar'ı da ihya ediyor. İspanya 2008 yılına kadar her zaman favorilerden biri olarak gösterilirdi lakin 1964 yılında kazandığı Avrupa Şampiyonası dışında hiç kupa kazanamamıştı. Cruyff felsefesi ile hareket eden Barcelona, çıkan meyvelerini İspanya'ya sundu ve artık onlar da yenilmez bir armada oldular. Yanlış anlaşılmasın Del Bosque'yi hafife almıyorum. Ayrıca bir teknik direktörün ne yapması gerektiğini bilip sadece onu yapması da önemli bir özelliktir. Hem kaptan Casillas da onun bir ürünüdür. Kısacası futbolda 2010'un en büyük kazananı şüphesiz ki Dünya Kupası alan İspanya'ydı, futbolcu olarak da Iniesta. Final maçında attığı golden sonra Dani Jarque'yi anması onu gönüllerde çok farklı bir noktaya taşıdı.
Avrupa futbolunda ise Mourinho fırtınası esti. Az önce övdüğümüz temeli, bu yıl sadece o yenmeyi başardı. İtalya'da çifte kupa ve Şampiyonlar Ligi zaferinin yanına, bir de Real Madrid'in bol sıfırlı çekini kazanmak kolay birşey olmasa gerek. Harika bir teknik direktör olduğuna şüphe yok ama fazlasıyla ukala, kibirli, artist ve kavgacı. Tarzı bu diyerek geçiştirmemek gerek. Bence ciddi bir şekilde yardım alması gerekiyor. Birkaç yıl öncesine kadar hayran olduğum adam artık gözümde antipatik olmaya başladı.
2010 yılında İngiltere'de kazanan çifte kupalı Chelsea oldu. İki ay öncesine kadar muazzam işleyen çarklar birden bozuluverdi. Artık Ancelotti'nin akıbeti ne olur bilinmez ama en azından geçen yılın hatırına hakkını teslim edelim. Almanya'yı ikiye ayırmak gerekiyor. Pastanın büyük payı pek tabi ki Luis van Gaal'e gidiyor. Diğer payı da Jürgen Klopp'a.
Etiketler:
massimo,
türk futbolu,
yurtdışı futbol
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder