16 Kasım 2012 Cuma

Türkiye'de istikrarın adı: MP ANTALYASPOR


16 Kasım 2005’te Türkiye, İsviçre’yi Şükrü Saracoğlu Stadı’nda 4-2 yeniyordu ama ilk maçta alınan 2-0’lık mağlubiyet nedeniyle Dünya Kupası’na gidemiyordu. Maçın ardından çıkan olaylarda antrenör Mehmet Özdilek İsviçreli Benjamin Huggel’e tekme atıyordu. Bu tekme ona pahalıya patladı. 1 hafta sonra görevinde istifa eden nam-ı diğer Şifo, 12 ay ceza almıştı.

***

Ali Bilgin ceza sahasının sağ çaprazında buluştuğu topu önce önüne aldı, ardından kaleye şutladı ve Antalyaspor, Fenerbahçe karşısında 1-0 öne geçti. Maç da bu skorla sona erdi. Yılmaz Vural üst üste alınan 4. galibiyetin ardından mutluydu. Her gün bir televizyon programına çıkıyor, kendisini izleyenleri güldürüyordu. Nasıl mutlu olmasın ki! 12. sıradaydı ama ikinci Galatasaray’dan sadece 9 puan gerideydi. Aynı şekilde düşme hattının da 9 puan ilerisindeydi…

2006/07 sezonunun kalan maçlarında kahkahalar giderek yerini strese bırakmaya başladı. Antalyaspor hiç ummadığı bir noktaya gelmişti. Ligde kalmak sezonun son maçına bakıyordu. Gençlerbirliği maçı ya tamam ya devam maçıydı. Süper Lig’e alışık olan Antalyaspor 2001/02’de düştükten sonra 4 sezon alt ligde mücadele etmişti. Yukarıya çıkmak oldukça zordu. Gençlerbirliği maçı öncesinde stres üst düzeydeydi. Fenerbahçe’ye golü atan Ali Bilgin sezonun son maçında kola alma bahanesiyle kamptan ayrıldı ve bir daha da dönmedi. Bunu tam olarak neden yaptı, küme düşme stresi çok mu fazla geldi bilinmez ama Antalyaspor, Gençlerbirliği’ne yenilerek Bank Asya 1. Lig’in yolunu tekrar tuttu. Kalan 12 haftada Antalyaspor sadece 10 puan alabilmişti. 3 ay önce şen şakrak olan Yılmaz Vural, intihara bile kalkıştı. Yardımcı antrenör Engin Korukır onu engellemese belki de kafasına dayadığı silah çoktan patlamıştı!

***

Antalyaspor bir alt ligde bu sefer fazla beklemedi, 1 yıl sonra tekrar Süper Lig’e çıkmayı başardı. Yeni bir yapı kurulmuş, borç batağındaki kulübün nasıl ileriye götürüleceğine dair çalışmalar yapılmıştı. Fakat sezona iyi başlanamadı. Takımın başına getirilen Josef Jarabinsky ilk 8 haftada sadece 2 puan toplayabilmişti. Antalyaspor'un çıktığı gibi düşeceği tahmin ediliyordu. Yönetim neşteri erken vurdu. Jarabinsky ile yollar ayrıldı.

Mehmet Özdilek de milli takım antrenörlüğünden önce Malatyaspor’da 4 aylık teknik direktörlük ve Sarıyer’de B genç takım antrenörlüğü yapmıştı. Aldığı 12 aylık cezanın bitmesinin ardından da bir süre çalışmadı. Sonrasında Yakacık’ta 1 sezon antrenörlük yaptı ve sezon sonu ayrıldı oradan da ayrıldı.

***

Zorda olan Antalyaspor, Jarabinsky’yle yollarını ayırdıktan sonra yok denecek kadar az bir tecrübesi bulunan Mehmet Özdilek’i kurtarıcı olarak göreve getirdi. Mehmet Özdilek’in Antalyaspor’a, Antalyaspor’un da Mehmet Özdilek’e ihtiyacı varmış. Kurulan yapının devam etmesi için kırmızı-beyazlıların 2008/09 sezonunda ligde kalması gerekiyordu. Bunu da başardılar…

Fakat kasada para yoktu, daha da kötüsü borç vardı. Mehmet Özdilek bonservisi elinde isimlere yöneldi. 4 sezon boyunca Necati Ateş, Pini Balili, Veysel Cihan, Tita, Ali Turan, Mehmet Yılmaz, Uğur İnceman, Deniz Barış, Ali Tandoğan, Ömer Çatkıç, Musa Aydın gibi isimler takımdan geldi geçti, bazıları kalıcı oldu. Özdilek elindeki malzemeyi her seferinde iyi kullandı. Kendine has taktikleri ve organizasyonlarıyla takımı hep ligde tutmayı başardı. Geçen sezon ise keyif veren takım Necati Ateş’in satılmasının ardından tekrar dibe vurdu. Nihayetinde son maçta düşmemeyi başardı. Maddi durumlar önceki yıllarda olduğu gibi kötü değildi. Başkan Hasan Akıncıoğlu yönetimindeki Antalyaspor artık para kazanabiliyordu.

Kadro değişimi

Geçtiğimiz sezon yaşanan başarısızlık futbolculara kesildi. Takımı yenilenme yoluna giderken 13 oyuncu ile yollar ayrıldı. Futbolu bırakan Ömer Çatkıç’ın yanı sıra Orkun Uşak, Sinan Kaloğlu, Mehmet Yılmaz, Ali Turan, Musa Aydın, Kerem Seraş, Doğa Kaya, Ali Zitouni, Erkan Segman, Jaba gibi takımın rotasyonunda daima yer alan isimler takımdan gönderildi. Yerlerine Ömer Şişmanoğlu, Murat Duruer, Ismail Aissati, Emre Güngör, Isaac Promise, Ergün Teber, Koray Arslan, Hakan Arıkan, Nikola Zizic ve Lamine Diarra gibi isimler takıma dahil edildi. Geride kalan 11 haftada en çok süre alan 10 oyuncudan 6’sı yeni transfer. Bu da yapılan hamlelerin ne kadar doğru olduğunu kanıtlar nitelikte.

Musa Nizam ve Deniz Barış’ın stoper ikilisini oluşturduğu takımda Koray Aslan sağ bekte, Ergün Teber sol bekte görev alıyor. İbrahim Dağaşan ve Uğur İnceman orta sahanın ortasında yer alırken Aissati onların önlerinde Tita solda, Isaac de solda konuşlanıyor. En uçta ise Lamine Diarra var. Geçen sezon takımın büyük yükünü çeken Tita ve Uğur İnceman’ın yanına eklenen Diarra, Isaac ve Aissati hücumu zenginleştiren isimler oldu.

En büyük silahı hızlı hücumlar
Süper Lig’in gerçeklerini göz ardı etmeyen Mehmet Özdilek, bu sezon daha efektif bir futbol sunuyor. Her ne kadar an itibariyle lider Galatasaray ile aynı puanı paylaşsa da hem hücumda hem de defansta önemli sıkıntılar yaşıyor. Yenik duruma düştükleri hiçbir maçta varlık gösteremediler. Topa daha çok sahip olduğu statik oyunda elinde bu futbola uygun yetenekler olmasına rağmen boş alan yaratmakta güçlük çekiyor. Takımın dikkat çeken özelliği ise eksik yönlerini göz ardı etmeyip bunun üzerine gitmesi. Antalyaspor topla daha çok oynamaya, daha fazla pas yapmaya ve topa sahip olmayı düşünen bir ekip.

Kırmızı-beyazlıların en kolay gol yolu ise hızlı hücumlar. Kendi yarı sahasından çabuk çıkmayı başarıyor ve Aissati, Isaac ve Diarra gibi hızlı, Tita ve Uğur gibi teknik oyuncularla sonuca gitmeyi başarıyor. Tempolu oyunu seviyor ve iki kanat beki Koray Arslan ve Ergün Teber sık sık ileri çıkışlarıyla oyun kurulumunda destek veriyor.

Eksikler giderilirse…
5 maçlık galibiyet serisinde Kasımpaşa deplasmanında tökezleyen Güney ekibinin önünde Beşiktaş ve Bursaspor maçları bulunuyor. Devre bitimine kadar ligin iyi ekipleri Orduspor ve Eskişehirspor’la da maçları var. İlk 4 sırada yer almak onlar için şu an lüks gözüküyor ama eksiklerini giderdiklerinde bunu başarmamaları için hiçbir engel yok. Oyun içi metotlarıyla da zaman zaman dikkat çeken Mehmet Özdilek, Fenerbahçe’nin 47 maçlık serisine son verdikleri mücadelenin ardından mütevazı ama bir hayli de iddialıydı. Medical Park Antalyaspor, Spor Toto Süper Lig’de zevkle izlenesi ve dikkat edilesi bir takım olduğu kanıtladı.

Lamine Diarra

1983 doğumlu Lamine Diarra 2001’de Avrupa’ya ayak bastı. İsviçre’nin Neuchatel Xamax, Baden ve Aarau kulüplerinde forma giydikten sonra bir sezon Bosna-Hersek’te Zrinjski Mostar takımında oynadı. Ardından yarım sezon Portekiz’de Beira-Mar’da oynadı ve 1 milyon 800 bin avro karşılığında Sırbistan’ın Partizan takımına transfer oldu. Asıl çıkışını burada yapan Senegalli forvet, 4 sezonda 56 gol atma başarısı gösterdi. 1 sezonda kiralık olarak Birleşik Arap Emirlikleri takımı Al-Shabab’ta forma giydi. Antalyaspor’a ise bonservis bedeli elinde olarak geldi.

Diarra, fiziksel ve teknik yapısıyla Süper Lig’e oldukça uygun bir oyuncu. Ligin sert stoperleriyle boğuşmayı beceren 29 yaşındaki forvet, topu kolay kolay kaybetmiyor ve top dağıtımıyla da dikkat çekiyor. Bunun yanında hantal bir görüntü sergilemeyerek rakibin oyun kurmasını engelleyen presi, topla driplingi yeterli düzeyde. Medical Park Antalyaspor formasıyla 11 maçın tamamında forma giydi. İlk 6 haftada gol atma başarısı gösteremezken sonraki üç maçta 4 gol attı. Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki 47 maçlık yenilmezlik serisinde 2 gol atarak bu başarıda büyük pay sahibi oldu.

Antalya'nın gözü Gazprom'da

Yeşil saha içinde Mehmet Özdilek’e güvenen ve yıllardır aynı teknik adamla çalışmanın faydalarını gören Medical Park Antalyaspor, kulübün finansal yapısını güçlendirmek adına sponsor arayışlarını sürdürüyor. Başkan Hasan Akıncıoğlu’nun bu konudaki girişimi ise oldukça ilgi çekici. Yaklaşık üç hafta önce Rusya başta olmak üzere birçok futbol ülkesinde sponsorlukları ve yatırımları bulunan Gazprom’la ortaklık kurmak istediklerini söyleyen Akıncıoğlu, Antalya’ya her sene 3 milyona yakın Rus turist gelmesinin Rus şirketinin ilgisini çekeceğini düşünüyor.

Gazprom’un sahibi olduğu Zenit’e yaptığı yüksek yatırımların yanı sıra birçok sponsorluğu da bulunuyor. Chelsea’yle de sponsorluk ilişkileri bulunan Rus şirketi son olarak Yunanistan’ın ekonomik krizdeki kulüplerinden PAOK’a ortak oldu ve yatırım yaptı. Sırbistan’dan Kızıl Yıldız da sponsor olunan kulüplerden bir tanesi. Fakat tüm bu yatırımların ortak noktası Gazprom’un bu ülkelerde kârlı yatırımlarının bulunması. Antalyaspor’un çalıştığı kulüplere seviye atlatan Gazprom’la bir ortaklık kurup kuramayacağını ise zaman gösterecek.

Rus futbolcu da izleniyor

Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu’nun Rus yatırımcı çekme adına girişimleri sadece şirketlerle görüşmekten ibaret değil. Kulübe bir Rus futbolcu da kazandırmak için çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden Akıncıoğlu, Ocak ayı transfer döneminde bunu gerçekleştirebileceklerini açıkladı. Daha önceki girişimlerin sonuçsuz kalmasının sebebi ise Rus Ligi’nde verilen maaşların yüksekliği ve Rus futbolcuların genellikle ülke dışına çıkarken takındığı çekingen tavır. Birçok Rus milli futbolcu da Avrupa’da yaşadığı kısa dönemli deneyimlerin ardından Rusya’ya dönmüştü.
*Bu yazı Hayatım Futbol'un 56. sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: