18 Eylül 2011 Pazar

Suçsuz taraftarı memnun edebilir misiniz?

"Bugünden itibaren, seyircisiz maç oynama cezası alan takımların karşılaşmalarını; kadın izleyiciler ile yanlarında anneleri olmak şartıyla on iki yaş ve altı çocuklar ücretsiz olarak izleyebilecek. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki veya denetiminde olan sosyal amaçlı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında kalan, korunmaya muhtaç 12 yaş ve altı çocuklarımız da resmi refakatçileriyle birlikte bu maçları tribünden takip edebilecek" (haberin tamamı)


Yıllardır seyircisiz maç uygulaması var ve bu uygulamanın çok sağlıklı sonuçlar verdiğini söyleyemeyiz. Evet eskisi kadar sıkıntılı maçlar olmuyor, taraftarlar artık daha bilinçli ama bir kitle var ki cezayı takmasının mümkünatı yok. Maçlarda yaşanan tribün olaylarının sosyolojik bir vak'a olduğunu ve mevcut eğitim sisteminin hastalıklı vatandaşlar yetiştirdiğini umarım kabul ediyoruzdur. Eğitim sistemini dünyanın en klas sınıfına taşısanız yine de yeni bir nesli beklemek zorundasınız. Dolayısıyla "ver cezayı, akıllansınlar" mantığı pek işlemiyor.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyum'u 50.000 kişilik. Hani "3-5 kendini bilmez" diyoruz ya arttıralım biraz rakamı ve "300-500 kendini bilmez" yapalım. Bu rakam kapasitenin 100'de 1'ine denk geliyor. 500 kişi olmuyor da hadi oldu diyelim 500 kişi tribünde sorun çıkarsa ceza alıyorsunuz.
Bu mantıkla kulüp, taraftarları olmadığı için tribün gelirinden oluyor eyvallah. "Kendini bilmez 500 kişi" de maça gelemiyor ona da eyvallah. İyi de ben ve benim gibi 49500 kişi niye maçı izleyemiyor? Parasını peşinen ödemiş ve kombine almış olan 20 küsür bin kişi niye maçı izleyemiyor?
Kadınların ve çocukların maçları izlemesine kesinlikle lafım yok. Hatta artı bir yasa çıkartın, kapasitenin yüzde 5'ini anne ve çocuklarına ayırın. Çekilişle gelecek olanları belirleyin ve bunlardan da para almayın. Eminim salı günü TV'de tribünleri görürken çok keyif alacağız. Benim anlatmak değindiğim nokta tamamen farklı. Kararı "dünyada bir ilk" diye satmanın bir mantığı yok. Ben peşinen para verdiğim ve tribünde kurallara uygun şekilde takımı desteklediğim halde bir sonraki maçımı statta izleyemiyorsam adalet yerini yine bulmamıştır hakim bey. Maalesef bu da gol değil!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

yorumuna katılmıyorum,

bu dediğin şeyin sebebi tribün oto-kontrolünü geliştirmeye çalışmaktır. o kendini bilmez 300-500 kişinin tribünün kalanından tepki almadığı sürece taşkınlık yapacakları garantidir, eğer bu tip cezalar da olmaz ise her maç yanar kül olur ortalık. taraftar olarak, sen kendini suçsuz olarak görsen de kendini bilmezlerin çıkardığı olaylara eğer ki tepki vermiyorsan (durumunu bilmiyorum,senin özelinde de yazmıyorum zaten bunu, ters anlaşılmasın) kusura bakma ama sen de suçlusun. tepki vermeyen kimsenin çıkıp da bizim günahımız ne demeye hakkı yoktur.

neticede burası ingiltere değil. tribün kültürü yerine kültürsüzlüğü var buralarda.

saygılar.

kutay dedi ki...

adsız
ben de sana katılmıyorum.. maaşımdan, gelırımden kesip gidip kombıne alıyorum. bazı şeylere sınırlensem de kurallara olan saygımdan olay çıkarmıyorum. hem kulübüme hem yasaya karşı sorumlulugumu getırıyorum. bu aşamadan sonra bir kez daha (bana, bize)) yeni bır sorumluluk katılmasın.
tribündeki asayişi kombıne-bilet alan adam mı sağlayacak?
senin dediğin gibi burası ingiltere değil, türkiye.. ben olay çıkaran tanımadığım 500 kişiye karşı koyacak kadar cesur değilim. tribünde olan tribünde kalmaz, bunun bilincinde olmak lazım, halkı, toplumu, olan biteni bilelim, ona göre fikir üretelim.