4 Ocak 2010 Pazartesi

Celtic 1 - 1 Rangers

Haftasonu Celtic Park ta Old Firm vardı. Maç yazısını aslında izler izlemez yazmak isterdim ama maç sonrası çıkan işlerim dolayısıyla bu güne sarkıtmak zorunda kaldım. Bloglarda da 3-4 blog dışında derbiye değinen olmamış. En azından dikkatimi çeken bir kaç şeyi geç de olsa yazmak istedim.

Bu derbinin tarihini, önemini ve kulüplerin yapısını yazmaya gerek yok. Blogları takip eden futbol severler üstün körü yazılacak bir Old Firm yazısından öğrenecek bir şeyleri de yok zaten. Sempati duyduğum Avrupa takımlarının ne dini, ne dili, ne siyasi görüşü ilgilendiriyor beni. Çok tırt sebeplerden sempatik bulurum. Mesela Rangers'ı 2000 yılında Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda rakibimiz olduğu için pek sevmem. Dick Advoocat da dahil buna. Türkiye'de Celtic pek tutulur. Çoğunun tutma sebebi malum. Benim sebebim o muhteşem forması, zaman zaman ortaya koyduğu performans, Nakamura gibi nedenler. Niye Celtic diye sorusunun cevabı bu benim için. Yoksa ezilen halk, irlanda direnişi, işçilerin takımı gibi terimler değil. Bu çağda bu terimler bana biraz anlamsız geliyor.

İki takımda son bir kaç yıldaki kadrolarından daha zayıf ve başarısız durumdalar. Celtic Avrupa Liginden, Rangers'da Şampiyonlar Liginden elenerek hayal kırıklığı yaşattılar. Özellikle 2 yıl önce Uefa finali oynayan Rangers'ın nispeten zayıf bir grupta olmasına rağmen 3. bile olup Avrupa Ligine gidememesi düşündürücü.

Maçın ilk 10 dakikası dengede başlamıştı. Celtic biraz baskın gözükürken 13. dk da Nacho Novo sakatlanarak oyundan çıktı. Rangers için ciddi bir kayıptı. Ortasahada hiç etkin olamayan Rangers'a karşı Celtic her geçen dakika baskısını arttırdı. Düşük olan tempo da biraz olsun hızlandı. Fortune'nun sayılmayan golü ofsayt mı yoksa faul mü pek anlayamadım ama 1,86 lık McGregor'un elleriyle uzanamadığı topa 1,82 lik Fortune'nun kafasıyla uzanması takdir edilesi. Burada Celtic forvetlerine bir parantez açmak lazım. McDonald, Fortune, Samaras ve Maloney gibi çeşitli alternatifleri olan bir takım Celtic. Maça fizik mücadeleyi öne çıkarabilecek Fortune ve Samaras ile başladılar. Genelde Samaras-McDonald ikilisi ile çıkıyor maçlara Celtic. Fortune 2. yarılarda şans buluyor. 'Hakan Şükür tipi çağdaş forvet' Samaras bugün çok iyiydi. Manchester City'de beklenen çıkışı yapamamıştı. Yarım dönem kiralık oynadığı Celtic'te de düşen piyasası ile birlikte 2m paund gibi bir rakamla transfer oldu. Şu an ki fiyatını muhakkak 2 ye 3 e katlamıştır ama pek riskli bir transfer hamlesi gibi durmuyor. Tekrar maça dönelim. İlk yarı itibariyle Rangers hiç bir varlık gösteremedi. K.Miller'ın olmayşı, Nacho Novo'nun sakatlanması ve Lafferty'nin ligin en çok gol atan ismi Boyd'a top taşıyaması Rangers'ı tamamen gole uzak bir görüntüde kıldı.

İkinci yarı, ilk yarının devamı niteliğinde Celtic baskısıyla ve orta şeker bir tempo ile başladı. Dakikalar geçtikce Rangers tempoyu tekrar düşürdü ve oyunda hemen hemen dengeyi sağladı. 71. dakikada McDonald'ın oyuna girmesiyle Celtic tekrar baskın hale geldi ve 79.dk'da golü buldu. 2 dakika sonra McCulloch kornerden gelen topa resmen bir beyzbol sopası gibi vurarak durumu eşitledi. Bundan sonraki dakikalarda da Samaras ve Fortune bulduğu pozisyonları değerlendiremeyince Celtic'in hakkı olan maç berabere bitti.

Hiç yorum yok: