24 Ağustos 2011 Çarşamba

Adaletin olmadığı yerde heyecan aramak

Son günlerde futbolumuzda yaşanan süreçle birlikte Kulüpler Birliği ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun ne kadar çok yayıncı kuruluşun etkisi altında kaldığı resmileşmiştir. Normal ligi ilk dört sırada bitiren takımların bir de play-off oynayarak bir şampiyonun belirlenmesi yayıncı kuruluşun istediğini yaptırmasının en basit açıklamasıdır.
İşin garip tarafı bu sistem biraz da farklı olarak Bank Asya 1. Lig'de yıllarca uygulanmaktadır. Sadece bir alt lige dönüp baktığınızda ne kadar saçma ve adaletsiz olduğunu görmek mümkün. Zaten bu yüzden her sene farklı farklı uygulamalarla 1. Lig'deki play-off sistemi değiştirilmiyor mu?
2009-2010 sezonunda Bank Asya 1. Lig'i Adanaspor 64 puanla üçüncü bitirdi. İkinci Bucaspor da 64 puana sahipti. Yani sarı-lacivertli ekip averajla Süper Lig'e çıktı. Dördüncü Altay'ın 59, beşinci Karşıyaka'nın 56 ve altıncı Konyaspor'un 55 puanı vardı. Federasyon lig usulü play-off'a karar verdi ve ligi altıncı bitiren 55 puanlı Konyaspor Süper Lig'e çıktı. Yani averajla Süper Lig'i kaçıran Adana değil de 9 puan geride olan Konya terfi etti. O seneki sistemin en acınası durumu ise maçlardan birinin amaçsızca oynanmasıydı. TFF tabi ki saçma birşey yaptığını anladı ve eski sisteme döndü. Geçen sezon üçüncü ile altıncı, dördüncü ile beşinci karşılaştı. Sonuç; ikinci ile arasında dört puan olan Orduspor Süper Lig'de, ikinciliği 1 puan farkla kaçıran Gaziantep BB aynı kümede.
Neresinden tutarsanız tutun, ne heyecanı katmak isterseniz katın ama sahadaki alın terini unutmayın. Büyük paraların döndüğü futbol üzerinde adalet bence birinci kural olmalı. Maçlar gazozuna oynanmıyorsa adaleti gözardı edemezsiniz. Evet, heyecan da gerekli ama hangi emeği heyecanla kıyaslayabilirsiniz ki. Kaldı ki adaletin olmadığı yerde heyecanı nasıl arayabilirsiniz.
Süper Lig'deki uygulama biraz Belçika Ligi'nden örnek alınmış olacak. Puanlar yarıya düşecek ve lig oynanacak. Peki puanların yarıya düşmesindeki mantık nedir? Heyecan arıyorsanız, gidin bumbie-jumping yapın. En azından onda halatın kendi iradenizle bağlanmasına izin verip aşağıya atlıyorsunuz.

1 yorum:

Ali Ece dedi ki...

Hep güzel yazıyordun ama artık süper yazıyorsun...
Baudelaire, büyük usta bir kez daha haklı çıktı: "İnsan bazen en güzel cümleleri canının en çok acıdığı anlarda yazar"