29 Mayıs 2011 Pazar

Barça güzel, kaybeden de güzel


Klasik "Finale yakışan bir mücadele oldu" kalıbının oturduğu bir final oldu. Manchester United'ın ilk 7-8 dakikada Barcelona'dan rol çalarak başladığı maç, ilerleyen sürede Barça rutinine döndü. Bunun panzehiri yok gibi birşey. Futbol izlemeye başladığım günden beri en iyi futbol takımını izliyorum. Barcelona'yı La Masia ve total futbolla anlatmaya gerek yok. Ayrıntıya inmeli. Hem de inilecek en ince ayrıntıya kadar inmeli. Başarı ayrıntılarda gizlidir...
Finalin hüzünlendiren tarafı ise Alex Ferguson. Dünyanın en iyi teknik adamı. Çalıştığı süre boyunca futbol çok şekil değiştirdi, onlarca trend geldi geçti. O hepsine uyum sağladı, kendinden birşeyler kattı. Ben onu başarılı bir bilgisayar programına benzetiyorum. Günü gününe güncellemeleri çıkıyor ve o bunları her zaman yükleyip, kuruyor. Arada virüs girdiği de oluyor tabi. Anti-virüs de kendisi. Çağın futbolu diye birşey var. Ama Alex Ferguson sadece bir çağın teknik direktörü olmadı, her çağın teknik direktörü oldu. Şu aralar biraz şansız, çünkü karşısına Barcelona çıktı. 2008'de kazandığı ikinci Şampiyonlar Ligi'nden sonra 2009 ve 2011'i Barça'ya bıraktı. Tarih çok da vefasız değil, mutlaka bunlar da hatırlanacaktır.
***
İzlerken TV'de gördüğüm güzel bir kareyi de aktarmak isterim. Bandırmaspor atkısı güzeldi de bir taraftar daha dikkat çekti. Hani hep konuşulur ya basketbol maçlarına futbol takımının formasıyla gidilmesin, basketbol formaları giyilsin diye. Dünkü maçta da bir taraftar Regal Barcelona formasıyla maça gelmişti.

Hiç yorum yok: