31 Mayıs 2009 Pazar
U-21 den 2 farklı kadro
azerbaycan kadrosu
kaleci; gökhan değirmenci(altay), mert günok(fenerbahçe)
defans; arda yavuz(hacettepe), kaan bartu büyükyıldırım(aydınspor), musa nizam(antalyaspor), cem tosun(rapid wien), timur weilbier(st. pauli), hasan ali kaldırım(kaiserslautern), adnan karabaş(rot-weiss essen)
ortasaha; hakan akman(samsunspor), yasin yeter(kastamonuspor), selçuk alibaz(eskişehirspor), mert erdoğan(ankaragücü), orhan gülle(beşiktaş), soner sitar(st. pauli)
forvet; burak çalık(altay), mustafa kaya(kırşehirspor), erhan şentürk(diyarbakırspor)
ermenistan kadrosu
kaleci; volkan babacan(fenerbahçe), gökhan değirmenci(altay), ferhat kaplan(dardanelspor)
defans; tunay acar(wehen wiesbaden), serkan kurtuluş(galatasaray), muhammet aykut demir(excelsior), serdar aziz(bursaspor), serdar kesimal(köln), emre özkan(eskişehirspor), ferhat bıkmaz(hannover 96), ismail köybaşı(gaziantepspor)
ortasaha; yiğit ismail gökoğlan(manisaspor), aydın yılmaz(galatasaray), soner aydoğdu(gençlerbirliği), murat ceylan(gaziantepspor), furkan özcal(kayserispor), necip uysal(beşiktaş), ferhat kiraz(karşıyaka), güray vural(denizlispor)
forvet; burak çalık(altay), mustafa pektemek(gençlerbirliği), ömer şişmanoğlu(st. pauli), deniz yılmaz(bayern münih)
Çok sayıda gurbetçi oyuncu çağırıldığını görüyoruz. Heralde artık elden kaçırmak istemiyorlar. Ayrıca 2 kadro düşüncesi güzel olmuş. Genç yaşta futbolcuları tanımak kolay olmuyor. Ne kadar çok oynatma ve izleme şansı bulunursa daha sağlıklı seçimler yapılabilir.
Şampiyon Beşiktaş
Sezonun bitişiyle beraber şampiyonluğunu ilan etti Beşiktaş. Mustafa Denizli'nin yaptığı doğru transferlerle gelmiştir bu sonuç. Ernst yüksek kalitede bir oyuncu olmayabilir ama hırslıdır, sert oynar(bazen ölçüsünü kaçırırcasına), zaman zaman hücumda iyi işler yapar. Yusuf ise günü hatta anı kurtarmak için iyi transferdi. En büyük çıkışı ise bence Ekrem yapmıştır. Jokerleri fazlasıyla seven Mustafa Denizli'nin de çokça işine yarayan bir isim olmuştur. En önemlisi de hem takımın hem de taraftarın şampiyonluğa inanması getirmiştir şampiyonluğu Beşiktaş'a.
Daha önce kazanılan türkiye kupaları ve anlık başarılar geçtiğimiz yıllarda Demirören yönetimini hep yanılttı. Bu sefer de buna benzer bir tablo ile karşı karşıya Beşiktaş. Bundan sonrası daha sonra yazılacak yazılardır bizim için. Gün kutlama günüdür. Biz de tebrik ediyoruz Beşiktaş'ı.
30 Mayıs 2009 Cumartesi
avrupa'da transfer 2008/09 vol.2
Mario Gomez - Stutgart - Bayern Münih (30.000.000 euro)
Marcelo Moreno - Shakhtar - Werder Bremen (2.000.000 euro - kiralık)
Thomas Kahlenberg - Auxerre - Wolfsburg (4.000.000 euro)
Eren Derdiyok - Basel - B.Leverkusen (5.000.000 euro)
Maicosuel - Botafoga - Hoffenheim (4.500.000 euro)
Aaron Mokoena - Blackburn - Portsmouth (bedelsiz)
Nicolas Santiago Bertolo - Boca Juniors - Palermo (4.000.000 euro)
Diego - Werder Bremen - Juventus (24.000.000 euro)
Hernan Crespo - İnter - Genoa (bedelsiz)
Yoann Gourcuff - Milan - Bordeux (15.000.000 euro)
Pontus Wernbloom - Göteborg - Az alkmaar (2.500.000 euro)
Alman takımları ne yaparlarsa yapsınlar bayern'in bu transfer gücünü kıramıyorlar. Bence Almanya'da Bayen ve diğerleri hükmü hala devam ediyor. Herhangi bir takımda herhangi bir oyuncu sivriliyorsa ve bayern'de oynayacak kaliteye sahipse mutlaka transferi gerçekleşiyor. Muhteşem ve (en önemlisi) dolan stadyumlar sadece uefa finallerine sevinebilecek böyle devam ettikçe. Sadece Bayern Münih şampiyonlar liginde ilerleyebilirse ilerleyebilecek. Bence stadları doldurup premier ligle yarışan alman taraftarlar biraz seslerini çıkarmalı. Gomez'e verilen 30m euro Bayern ve diğerleri geleneğini sürdürecektir.
Marcelo Moreno geçen hafta bahsetmiştik shakhtar'ın cruzeiro'dan geçen sezon başında 9 m euro'ya transfer ettiği bir isim. Hemşerilerinin aksine biraz sönük kalmış ve sadece 2 gol kaydetmiş ligde. Moreno'yu werder'e kiraladılar. Büyük ihtimalle satın alma opsiyonu da vardır bu oyuncunun. Werder'de göstereceği performansı merak ediyorum açıkçası.
Eren Derdiyok'da iyi bir fiyata Leverkusen'e transfer olmuş. Belki bu sene değil ama 2. senesinde bir Dzeko olur mu göreceğiz.
Maicosuel 22 yaşında, ofansif ortasaha oyuncusu. Hoffenheim aldıysa bir bildiği vardır. Belki Alper Öcal'ın da az çok bilgisi vardır bu isimden.
Diego artık iyice yaşlanan Nedved ve Del Piero'nun çıkaracağı boşluğu doldurmaya gelen bir isim. Juventus zor bir kulüp değildir. Yıldız olarak gelipte kayan azdır Juve'de. Mutlaka başarılı olacaktır Diego.
Milan, Gourcuff'a yükselme şansı vermedi. Gourcuff Milan'da değilde Juve'de olsaydı şu anda takımına inanılmaz katkı yapan biri olarak bulurduk. Gourcuff hem kendini, hem Bordeux'u bu sene ihya etti. Milan'a döneceğini tahmin ederdim ama o kendisine şans veren Bordeux'u seçerek bence onurlu bir hareket etmiş. 1-2 seneye kalmadan tekrar first class bir takıma gidecektir zaten.
#avrupa'da transfer 09/10 vol.1
29 Mayıs 2009 Cuma
Az Alkmaar 09/10 Formaları
Maddi & Manevi Birleşme
28 Mayıs 2009 Perşembe
Barcelona 2 Manchester United 0
Roy Keane Manchester'daki son senesinde altyapıdan çıkan yeni nesil gençleri kastederek ''Manchester United ruhunu taşımıyorlar demişti''. O gün için belki de haklıydı. Ama o kadronun içinde Fletcher ve Pique de vardı. Pique için o sözler doğru söylenmiş olabilir (çünkü Pique'nin Barcelona ruhu taşıdığı çok açık). Fletcher için yanıldığını yazmakta fayda var.
Ferguson'un elinde bol pas yapabilecek çok adam vardı ama Barcelona'da da bozacak çok adam var. Manchester'da rakibi bozabilecek Carrick'ten başka kim vardı ki sahada. 34 yaşındaki Scholes çok mu ağır kaçardı Fletcher'ın yokluğunda? Muhtemelen... Geçen seneki final kadrosunda Carrick, Hargreaves ve Scholes beraber oynamıştı. Bu sene Carrick, Anderson ve Giggs vardı. Carrick'ten başka ısıranda yoktu ve çok rahattı Barcelona.
2 gün öncesine kadar oynayıp oynamayacağı belli olmayan Iniesta 90 dakika, Henry de 70 dakika oynadı. Golün erken gelmesi ve Barcelona'nın da golden sonra doğruları yapıp oyunu domine etmesi fazla efor harcatmadı futbolculara. Zaten sistem takımı Barcelona. Puyol sağda oynamış sorun değil. Sylvinho ihtyaç anında geçer sola aratmaz Abidal'i. Rakip kontrol edemezse oyunu, istediği şiiri yazar sahada Barcelona.
Ronaldo ve Messi çok tartışıldı maçtan önce. Ronaldo'nun çok iyi bir takım oyuncusu olduğunu düşünmüyorum. Messi dedikten sonra arkasına Xavi'yi, İniesta'yı, Henry'yi, Eto'o yu da sayıyoruz. Ronaldo'dan sonrası yok. Belki de o yüzden bu kadar asabileşiyor. Takım arkadaşlarıyla beraber hareket etmiyor, edemiyor.
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Ronaldo'nun Kendisiyle Röportajı
Cristiano Ronaldo bu akşamki final öncesi Sky Sports için bir röportaj hazırlamış. Kısa olsa da gayet keyifli bir röportaj, zira soruların tamamını bildiği yerlerden sormamış. Özellikle Messi ve Madrid'le ilgili sorularını cesurca buldum. Ama kendisine karşı bile kaçak güreşmesi görülmeye değer...
* * *
- You promise you're gonna score in this final?
- Please respect me. You don't respect me I think.
- Header? Free kick?
- Always the same stupid questions.
- If you have the penalty, you don't wanna miss again. Really?
- Look you fool. We'll win the game. I'm not score the goal.
- Is Lionel Messi better player than you?
- Maybe I'm better than a part of him. Maybe... I don't know, it's not important.
- Why you never give the proper answer about Madrid?
- Please Ronny. All the time this stupid questions... No, I'm gonna stay here.. I want to stay here...
- Cristiano Ronaldo. Top journalist of Sky Sports...
26 Mayıs 2009 Salı
marca
Dün Ali Okancı bloğunda As'ta çıkan Galatasaray - Van Nistelrooy ilişkisini yazmıştı. Bu günde aynı haberi Marca'da gördüm. Böylesine zincirleme bir şekilde ilerliyor heralde haberler. İnsanın kendisini haber yapsalar inanası geliyor :)
25 Mayıs 2009 Pazartesi
Ketsbaia Olympiakos'da
Temuri Ketsbaia geçen ay Anorthosis Famagusta ile sözleşme yenilemeyerek ayrılmıştı. Ketsbaia'da çok uzağa gitmedi. Denizi aşıp Olympiakos ile anlaşmış. Anorthosis'e yaşattığı şampiyonlar ligi başarısından sonra Olympiakos'a da aynı heyecanları yaşatır mı göreceğiz. Şu bir gerçek ki olympiakos son 14 yılda 13 kez kendi ligini şampiyonlukla kapattı ama avrupa kupalarında kayda değer bir varlık gösteremedi. Geçtiğimiz sezon anorthosis şampiyonlar ligi ön elemesinde olympiakos'u kıbrıs rum kesiminde 3-0 yenmişti ve ketsbai'nın şampiyonlar ligi macerası böyle başlamıştı.
Dumansız Hava Sahası
Pichichi Yarışı
İspanyada son haftaya girilirken gol krallığındaki yarış dikkatleri çekmekte. Forlan son maçta attığı 3 golle eto'o yu geçmiş durumda. İspanya'nın pichichi ödülünü alan şahıs büyük olasılıkla avrupa altın ayakkabıyıda alacak. keza diğer liglerdeki rakiplerine oranla arada çok fark var.
İspanya
Diego Forlan 31 gol
Samuel Eto'o 29 gol
Almanya
Grafite 28 gol
İngiltere
Nicolas Anelka 19 gol
İtalya
Marco Di Vaio 23 gol
Zlatan İbrahimoviç 23 gol
Diego Milito 22 gol
Fransa
Andre-Pierre Gignac 24 gol
Beşiktaş : 2 - 1 : Galatasaray
Son haftaya gireceğimiz hafta itibariyle oynanacak maçlardan keyif beklemek haksızlık olurdu. Keyifli bir maç izlemedik dolayısıyla. O kadar aman aman bir mücadele de olmadı maçta. Mustafa Denizli bana göre yanlış maç kurgusu ile çıktı sahaya. Galatasaray çok pas yaparak (biraz da rakibin karşı koy(a)maması) iyi oynuyor gözüküyordu ama ceza sahası çevresisinde pek etkili olamadılar. Biraz Galatasaraylı hücumcuların beceriksizliği biraz da Beşiktaş savunmasının hatasız oynaması golün gelişimini engelledi. Genel anlamda Beşiktaşlı futbolcularda stres, Galatasaraylı futbolcularda da bir bitkinlik (ya da aşırı rahatlık) hali vardı. Bülent Korkmaz'ın hiç oyuncu değiştirmemesi ve kaleyi Orkun Uşak'a vermesi günün enteresan hareketleriydi. Son haftaya girilirken asıl olan sonuçtu ve Beşiktaş sonucu almayı başardı.
24 Mayıs 2009 Pazar
Wolfsburg Şampiyon
23 Mayıs 2009 Cumartesi
Kongre Öncesi Sessizlik
22 Mayıs 2009 Cuma
Turuncular ve Yeşiller: Gecikmiş Bir Final Yazısı
avrupa'da transfer 2008/09 vol.1
İvica Olic - hamburg - bayern münih (bedelsiz)
Anatoly Tymoschuk - zenit - bayern münih (11.000.000 euro)
Alexander Baumjohann - b.mönchengladbach - bayern münih (bedelsiz)
Jan Moravek - bohemians - schalke 04 ()
Sami Hyypia - liverpool - b.leverkusen (bedelsiz)
Lukas Podolski - bayern münih - köln (10.000.000 euro)
Emiliano Viviano - brescia - inter (3.500.000 euro)
Thiago Motta - genoa - inter ()
Diego Milito - genoa - inter ()
Fabio Cannavaro - real madrid - juventus (bedelsiz)
Andre Ooijer - blackburn - psv (bedelsiz)
Ramires - cruzerio - benfica (7.500.000 euro)
Transferin en hızlı takımları bayern münih ve inter oldular. Hep Fenerbahçe'yi eleştirirdik bedelsiz oyuncu kaptırdığı için. Hamburg kafadan 20 m euro dan olmuştur bu transfer nedeniyle. Tymoschuk'a verilen bonservisleri anlayamamış biriyim. Tamam adam çok iyi bir defansif orta saha ama avrupa futbolu bu adamı yeni mi keşfetti (yaşı 30). Önce zenit bayıldı 14 m euro, şimdi de bayern 11 m euro bayılıyor. Podolski geçen sezon başında gidecekti ama euro 2008 performansı nedeniyle bayern bırakmadı. Şimdi kürkçü dükkanına geri döndü. 1-2 sene sonra real'de izleriz kendisini. Ooijer klasik hollanda transferi. Parayla sat, yaşlanınca bedelsiz geri al.
Shakhtar'ın Brezilyalıları
Marcelo Moreno: Aslında kendisi Bolivyalı ama Brezilya ekolünden gelme bir oyuncu (zaten brezilya pasaportu da bulunuyor). Geçtiğimiz sezon Cruzeiro'dan 9.000.000 euro karşılığında alındı. 1987 doğumlu. Santraforda oynuyor ve bu sezon sadece 3 gol atabildi.
Willian: 2007/08 sezonunda tam 14.000.000 euro karşılığında Corinthians kulübünden alındı. 1988 doğumlu. Transfer edildiğinde 20 yaşındaydı.
Ilsinho: 2007/08 sezonunda 10.000.000 euro karşılığında Sao Paulo'dan alındı. 1985 doğumlu. Transfer edildiğinde 21 yaşındaydı.
Fernandinho: 2005/06 sezonunda 8.000.000 euro karşılığında Atletico Paranaense kulübünden alındı. Transfer edildiğinde 20 yaşındaydı.
Jadson: 2004/05 sezonu devre arasında 5.000.000 euro karşılığında atletico paranaense'den alındı. 1983 doğumlu. Trasfer edildiğinde 20 yaşındaydı.
Luis Adriano: Shakhtar'a geçtiğimiz sezon internacional'dan 3.000.000 euro bonservis bedeliyle geldi. 1987 doğumlu. Bu sezon ligde 13 gol attı.
Marcelo Moreno'u aynı fiyata bir Türk takımı almış olsaydı şu an da o külübe hesap soran milyonlarca kişi olurdu. Willian diyoruz şöyle güzel topçu, böyle klas adam ama bu adama 14 m euro verecek 1 değil 2 kulüp birleşse bulamayız ülkemizde. Aynı şekilde Fernandinho ve Ilsinho içinde geçerli.
Bir de sattığı oyuncuları var. Brandao'yu 6.000.000 euro karşılığında Marseille'ya sattılar. Matuzalem'i Brescia'dan 14.000.000 euro bonservisle aldılar. Real Zaragoza'ya 12.000.000 euro'ya sattılar. Manchester City de oynayan Elano'yu Santos'tan 7.500.000 euro ya transfer etmişlerdi. Sattıkları para 11.000.000 euro. Bir de Galatasaray'dan aldıkları Batista var. 3.000.000 euro saydılar. Sonradan Konyaspor'a bedelsiz yollandı. Castillo içinde ufak bir not düşelim. Hem Olimpiyakos'da hem de Meksika formasıyla Copa America 2007 de fırtınalar estirdikten sonra 15.000.000 euro karşılığında almışlardı. Yarım devre oynattıktan sonra Lucescu geçtiğimiz sezon devre arasında Manchester City'ye kiraladı. Şu aralar nerelerdedir bu harika adam bilinmemektedir. Çünkü 84 doğumlu ve atacağı çok gol var.
21 Mayıs 2009 Perşembe
Shakhtar Donetsk : 2 - 1 : Werder Bremen
hem ukraynalıların hem de lucescu'nun istanbul sevgisi 2 kat daha katlanmıştır heralde. ukrayna milli takımı, milli takımımızı şükrü saraçoğlunda yenerken ''dünya kupasına geliyoruz'' diye adeta bağırmışlardı. lucescu'da ali sami yen'de ve inönü'de kupa kaldırdıktan sonra şimdi de şükrü saraçoğlunda kaldırdı. devre arasında gidecek, kalacak, yan yatacak derken sezonu uefa kupası şampiyonu olarak bitirdi.
İzlediğimiz maç kötü finallerden biriydi. genelde bol gollü finaller izlerdik uefa kupasında. werder bremen her eksiğini aradı. ne diego'suz atak geliştirebildiler ne de mertesacker'siz defans yapabildiler. shakhtar'ın brezilyalıları biraz biraz zorladılar o kadar. mesut özil'in esas adamlık mertebesine daha erişemediğini de görmüş olduk böylece.
kahvehanelerde nasıl ki maç biter bitmez televizyonun sesi kısılıp millet kalkar evine giderse aynısını show tv dayattı bugün bizlere. maçın en güzel anı olan kupa coşkusunu reklamla geçiştirdiler. aslında onlara maçı yayınlamak bile fuzuli işkence. hatırlarsanız geçen sene final maçını yayınlamayı uygun bulmamışlardı.
20 Mayıs 2009 Çarşamba
uefa kupası final
sokaktan geçen 10 çocuğa ''werder'den kimi tanıyorsun'' diye sordum. hepsi de diego cevabını verdi. oynadığı 8 uefa maçında 6 gol atıp takımını finale taşırken gördüğü 2 sarı kart sebebiyle finalde olmaması çok üzücü. bir o kadar da uefa'nın da sarı kart cezalarını finale taşımasıd çok saçma. shakhtar'ın 4 brezilyalı hücumcusuna karşı werder'den naldo. werder'in sakatlarla ve cezalılarla başı ağrıyor zaten. lucescu götürür gibime geliyor.
Konyalı'nın İntikamı
19 Mayıs 2009 Salı
kısa kısa
- dün itibariyle istanbul'a ayak bastım. boğaz köprüsü biraz daha şekillenmiş, sağa sola uefa finali için bilbordlar, pankartlar yerleştirilmiş. gelenin gidenin parmak attığı bilgisayarım çöplüğe dönmüş. erik, kiraz pazara düşmüş. her yerde bugünün gazeteleri var. aylar sonra hem winston, hem de coca cola içebiliyorum.
- askerlik süresinin çoğunu azerbaycan camel'ı içerek geçirdim. azerbaycan winston'una göre daha güzel. kartonu 22 lira idi. winston'un kartonu ise 19 lira. kantinde ise viceroy, pall mall, tekel 2000 gibi british tobacco nun ürünleri bulunuyordu sadece.
- askerdeki tek eğlencenin maç izlemek olduğunu söyleyenler vardı. doğrudur, çoğu yerde tek eğlence maç izlemek olabilir ama benim izleyebildiğim tek maç türkiye kupası finali oldu. kötü bir fenerbahçe sezonu görmemiş oldum.
- pusu grubunun eğlencesi ise telefonla konuşmaktı. meğersem memlekette bir sürü gereksiz müzik kanalı varmış. bu kanallarda millet alt yazı ile telefon numarasını falan yolluyor. arkadaş bulup gerekli, gereksiz muhabbet yapılıyor. bizim pusuda da böyle bi tip vardı. aklınıza gelebilecek her türlü muhabbeti telefonda gerçekleştirdik. bu her türlü muhabbet benm daha önce kimse ile yapmadığı muhabbetlerdi. eminim bu blogu okuyan çoğu kişide ne bu muhabbetleri yapmıştır ne de şahit olmuştur.
- müzik dinlemeyi özledim. içimde durdurulamaz bi göksel dinleme isteği var. nerden çıktı hiç bilmiyorum. daha önce denk gelince dinlerdim.
- biraz kafa dinleyip sivil insanlarla muhabbet etmem lazım. 5 aydır sivil biri ile muhabbet etmedim. o yüzden konuşmalar ve yapılan espiriler çokça askeri kaçmakta. ayrıca yazmakta aynı şekilde.
- bir de evde yürürken sigaranın külünü yere atmamaya çalışmam lazım.
18 Mayıs 2009 Pazartesi
Gün Bugündür: Reunion
5 ay önce şu postla yolcu ettiğimiz Massimo'nun dönüş günüdür bugün. Aynı zamanda askere giden bir çok arkadaşımın askerliği 1 hafta gibi gelirken Massimo'nun askerliği 2 yıl gibi geldi nedense. Bugün kendisinin en mutlu günlerindendir ama inanın o mutluluğu yarı yarıya paylaşıyorum. Bundan 5 yıl önce ortak bir arkadaşımızın konserinde ismen tanıştırıldığımızda içinden "bu bilgi ne işime yarayacak ki?" diye soran bu adamın askerden dönüşünü bu kadar şevkle bekleyeceğimi tahmin etmezdim. O'na nasıl geldi bilmiyorum ama bana cidden çok uzun geldi bu askerlik, hiç öyle göz açıp kapayıncaya kadar geçmedi. Blogun yükünü tek başıma taşımaya çalıştıkça şafak saymayı öğrendim. Netice itibariyle 5 ay geçti ve Massimo bugün dönüyor. Kendisi 1 günlük iznin ardından blogda yazılarıyla aramızda olacak. En azından ben öyle umuyorum.
Bu arada yakın zamandaki son konuşmalarımızdan birinde hala sert soğuktan dem vuruyordu. Umarım uçağa yün içliklerle binmez. Eğer öyle bir hata yaparsa hava alanı ile ev arasındaki mesafe 1 askerlik daha yaptıracaktır kendisine.