2 Ekim 2011 Pazar

Biraz şans, biraz gerçek

İki ayrı devrede, iki ayrı Fenerbahçe izledik. İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un bu sezon yaptığı çıkış muazzam. Zor maç olacağı bekleniyordu ama tahminlerin çok ötesinde bir 90 dakika izledik.
Fenerbahçe klasiğinden farklı bir anlayış ile çıktı sahaya. Geri dörtlü Orhan-Bekir-Yobo-Ziegler ile kurulurken orta sahanın sağında Gökhan Gönül, solunda Stoch, göbeğinde de Mehmet Topuz-Cristian ile dizildi. İleride ise Alex ve Semih vardı.
Önceki maç yazılarımızda Emre'nin olmaması sebebiyle orta sahada yaratıcılıktan uzak kaldığımızı vurgulamıştık. Bu nedenle Mehmet Topuz'un göbeğe çekilmesinde hiç bir sorun yok ama Gökhan Gönül'ün sağ açıkta olması işleri ters yüz etti. Öncelikle Mehmet Topuz ile Gökhan Gönül'ün farklı iki kenar oyuncusu olduğunu vurgulamak lazım. Topuz, sürekli içeri kat eden tipte bir oyuncu. Hücum varyasyonlarında arkasından gelen sağ bekin önünü açar, verkaç organizasyonlarında bulunur, zaman zaman da Alex'in arkasını toplar. Gökhan Gönül ise klasik çizgi oyuncusu. Tüm sağ koridoru kullanmayı sever, önündeki sağ açığın yardımıyla çizgiye kadar iner. Bugünkü sağ kanatta ne Gökhan, Mehmet Topuz'un yaptıklarını yapabildi ne de Orhan Şam, Gökhan Gönül'ün yaptıklarını. İki bek orjinli oyuncu oynamasına rağmen koordinasyon sağlanamadığı için sağ kanattan çok pozisyon verdik, tümüyle randımansız bir 45 dakika izledik. Günah keçisi olarak Orhan Şam'ı göstermek yersiz çünkü önündeki isim de kendine düşen vazifeyi yapamayacak türde bir oyuncuydu. Aykut Kocaman maç sonunda sağ kanadı şöyle açıkladı: "5 Ağustos'ta başlayacak olan lig 9 Eylül'de başladı. Beş haftalık maç trafiği ortadan kalktı. Bununla beraber 34 maç oynayacaktık 40 maça çıktı. Dolayısıyla daraltılmış bir süre ve fazlalaştırılmış maç sayısı... Ben dahil bütün teknik adamlar çeşitli yerlerde kullanabileceğimiz oyuncu sayısını arttırmaya çalışıyoruz". Üzerine söylenecek laf yok lakin ilk yarı gol yemediğimiz için şanslıyız.


Doğru hamle skoru getirdi
İkinci yarıda değişiklik geldi. Sezer-Orhan değişikliği ile Topuz sağ kanada atıldı, Gönül de beke çekildi. Bir diğer değişiklik de Semih-Bienvenu arasında oldu. Semih sezona kötü başladı. Çok ağır ve isteksiz. Bir an evvel toparlanması gerek. Bu iki değişiklik ile silkinen Fenerbahçe anında fark ettirdi ve 47'de Stoch'un geçen yıl yine İBB'ye attığı golün bir benzeri atarak çubukluyu öne geçirdi. 13 dakika sonra Cristian, Bienvenu ve Alex'in tiki-takaları ile ikinci gol, 70'te de Stoch'un sol kanatta yerden kestiği topla Gökhan'ın golü geldi. Sezer'in de orta sahadaki yeterli oyunu sayesinde ikinci yarıda sarı-lacivertliler hem pozisyon vermiyordu, hem de çok rahat rakip kalede tehlike yaratıyordu. 80'de kaybolan konsantrasyon iki gole mâl olurken Cristian, skoru teyit etti.
Gerçek şu ki Fenerbahçe ligin en oturmuş takımı. Önemli eksiklerine rağmen 5 maçta 13 puanı hanesine yazdırmayı başardı. Sahada başa çıkmak gerçekten zor. Özellikle İBB gibi sezona çok flaş başlamış, aynı sarı-lacivertliler gibi istikrarlı bir takımdan daha fazlasını da beklerdim ben. Burada da Fenerbahçe'nin gerçekleri giriyor devreye. Klasik Stoch şutu ve çabukluğu, bir an orta alanda rahat bırakılınca yapılan verkaçlar...  
Maçın yıldızını seçmek zor. İlla birini söylemek gerekirse Stoch diyelim. Bu sezon ilk kez sahada yer aldı. Hatta yeni forma numarasını görünce "Aa evet bu sezon 9 giyecek" bile dedik. Hataları vardı ama elinden geleni yapmaya çalıştı. Maç sonunda 1 gol, 1 asist yazdırdı hanesine. Cristian'ın giderek artan performansı da dikkate değerdi. 

Hiç yorum yok: